Müzik devrimcisi Costello İstanbul’da
TARİH: 8 Temmuz 2005
GAZETE/DERGİ: Birgün
Benzersiz müzik anlayışıyla yıllara meydan okuyan Elvis Costello, grubu The Imposters ile beraber bu akşam İstanbul Caz Festivali kapsamında Harbiye Açıkhava’da
Elvis Costello 1970’lerin ortasında Londra pub rock sahnesinde öne çıkan en büyük yeteneklerden biri. 1977 yılında “My Aim Is True” albümüyle müzik hayatına başlayan ve Liverpool’un Beatles’dan bu yana çıkardığı en önemli müzisyenlerden biri sayılan Elvis Costello benzersiz müzik algısı ile retro katkılı, R&B, Soul, rock’n’roll, caz gibi türlerin iç içe girdiği bir müzik yapıyor.
En güçlü tarafı ise şarkı sözleri. Shakespearecı bir yoğunluk ve esneklik sahibi olan yazım stili zekanın ötesine geçti. Costello pop müzik tarihinde bir devrim niteliğinde olan, grubu The Attractions ile kaydettiği ‘Imperial Bedroom’ albümünün yanı sıra ‘She’ ve ‘I Want You’ gibi balladlara imza attı.Son dönemlerin önemli caz vokallerinden olan genç eşi Dianne Krall’ın albümlerinde de şarkı yazan sanatçının en son olarak geçen yıl ‘The Delivery Man’ adlı albümü yayınlandı. Yıllar içinde kariyerinde iniş çıkışlar yaşayan sanatçının dinleyici kitlesi de onunla yaşlandı ama özgünlüğü ve inanılmaz yeteneğiyle dinleyicilerini peşinden sürüklemeye devam ediyor.
Son albümü ‘Delivery Man’e gelince, bu şarkının rahmetli Johnny Cash’e uzanan bir hikâyesi var. Costello bunu kendi web sitesindeki yazıda şöyle anlatmış: “Delivery Man aslında 1986 yılında Johnny Cash için yazdığım şarkıdan çıkardığım bir karakter. Bu gerçek bir kişilik. Gazetede okuduğum bir haberde farklı bir nedenle hapise giren bir adamın 30 yıl önce çocukluk arkadaşını öldürdüğünü itiraf ettiğini yazıyordu. Bu ilginç bir durumdu, çünkü 30 sene boyunca ona vicdan azabı veren bu sırrı daha faza taşıyamayıp itiraf etmişti. Bu hikâyeyi kurgulaştırıp ‘Hidden Shame’ diye bir şarkı yaptım. Ve bu kişilik bana birçok şarkımda ilham verdi. ” Costello’nun olgunluk albümü sayılan ‘The Delivery Man’, country, rock n’ roll ve soul müziğin birbirinin içinde eridiği başarılı bir albüm. Ancak Elvis Costello’yu anlayabilmek için biraz daha eski albümlere dönmekte fayda var: Örneğin‘My Aim Is True’ (1977), ‘Armed Forces’ (1978), ‘Punch The Clock’ (1983), “Goodbye Cruel World’ (1984), ‘When I Was Cruel’ (2002).
Elvis Costello ve Tom Waits sohbeti
Müziğin iki kült figürü Tom Waits ve Elvis Costello 1989 yılında karşılıklı bir sohbete dalmışlar. İşte bu sohbetten bir tadımlık. Elvis Costello’yu dünya gözüyle bu akşam Türkiyeli hayranları görebilecekler, umarız Tom Waits’i de bir gün misafir edebiliriz.
Elvis: Bazen seslendirmekte zorluk çektiğim notalar yazıyorum. Onları yazıyorum ve evde söylediğim zaman, evdekileri uyandırmamak veya komşuları rahatsız etmemek için üzerinde durmuyorum, nasılsa içinden çıkarım diyorum. Ama sonra şarkıyı söylerken nefesim falan yetmeyebiliyor. Bunu yapmak yanlış ama hemen öbür dizeye geçiyorum. Galiba ben bu armoni işini hiçbir zaman öğrenemedim. Herkesin çok tuhaf bulduğu sesler bana çok doğal geliyor. Neyse o kadar da dramatik bir şey değil. Ben bunu hep yapıyorum. Ancak bazen şarkının ruhunu biraz kaybediyorsunuz.
Tom: Bu, çeviri yapmak gibi. Her şey beynimden parmak uçlarıma doğru yol alıyor. Bu yolculukta birçok şey değişebilir. Bazen kendi plaklarımı dinliyorum ve başlangıçtaki düşüncemin sonunda ortayla çıkandan çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. Yapmaya çalıştığım şey ortaya çıkanı canlı tutmak. Bu, ellerinizle su taşımaya bere benziyor. Hiçbir şeyi kaybetmemeye çalışıyorsunuz ama stüdyoya girdiğinizde elinizde bir şey kalmamış olabiliyor.
Elvis: Bazen şarkıların tesadüfen olayların öncesinde yazıldığına dair bir duygu hissettiğin oluyor mu? Veya şarkıların farkında olmadan akıldaki bir kişi için yazıldığına dair?
Tom: Kesinlikle. Rüyaların bazı olayları öncelemesi gibi…
Elvis: Bir şarkıyı birini düşünerek yazıyorum ve sonra o şarkıcı tamamen bundan habersiz ve bağımsız olarak alıp o şarkıyı söylüyor yani cover’lıyor. Bu bana altı kez oldu. Hatta geçenlerde çok ilginç bir deneyim yaşadım. Rolling Stone dergisinden biri bana Chet Baker’ın benim şarkılarımdan birini seslendirdiği bir kaset verdi. Onun bu şarkıyı kaydettiğini bilmiyordum: Almost Blue. Bu çok tuhaftı çünkü Bruce Weber’in ‘Chet Baker hakkında yaptığı ‘Let’s Get – Lost’ filminde geçiyordu. Daha önceden duymuş olmalıydım. O kadar duygulandım ki neredeyse ağlayacaktim.
Tom: Chet Baker’ın müthiş bir sesi var. (1989 Option Dergisi)