TARİH: 21 Mayıs 2004
GAZETE/DERGİ: Birgün
“Yeni Başlayanlar İçin İtalyanca”nın yönetmeni Lone Scherlig bu kez de bir sürü sorunlu bireyden “iyi hissettiren” bir film yapmış.
Wilbur Ölmek İstiyor’un konusundan çok acıtan bir film çıkabilir. Annesinin ölümünden kendini sorumlu tuttuğu için sürekli intihar girişiminde bulunan Wilbur (Jamie Sives), onun kadınlarla beceriksiz ağabeyi Harbour (Adrian Rawlins), işine sürekli geç kaldığı için sonunda işten atılan çocuklu dul hastane hademesi Alice (Shirley Henderson), cazcı olma ümitlerini gömüp babasının istediği gibi psikiyatr olan Horst (Mads Mikkelsen), güzel ama salak hemşire Moria (Julia Davis) filmin kahramanları. Buna bir de kısıtlı maddi olanakları ekleyin: Wilbur ve
Harbour kardeşler ile Alice ve kızı sonunda ikinci el kitaplar satan bir dükkanın getirisine bel bağlamak durumundadır. Bitmedi: Harbour’la Alice evlenir ama Wilbur’la Alice arasında da bir ilişki başlar.
DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜYOR
Aynı kadına aşık iki erkek varsa bu düğüm ancak birinin elemine olmasıyla çözülür. Burada da kanser hastalığı (filmin ne yaptığını en iyi bilen kahramanı) imdada yetişir. Harbour sorun yaratmadan sahneden çekilir. Oyunculuklar, mekan kullanımı, atmosfer yaratma, hepsi başarılı. Wilbur’un, Horst’un adıyla dalga geçen “Horse (at) adlı adamla bir akrabalığın var mı?” (“A Man Called Horse” adlı devamı da çekilen filme gönderme) gibi sorular filmin en komik
anlarını oluşturuyor Kendinizi iyi hissetmek istiyorsanız ”Wilbur…” iyi bir seçim.