TARİH:  8 Ağustos 2009
GAZETE/DERGİ: Birgün

Liberal bakış açısına uygun olarak her kötülüğün babası  askerdir. Militarizmi üniformalıların tekelinde görmek, bu
ideolojinin ardındaki sınıfsal dinamikleri anlamamak demek İyi niyetler taşımak, doğru mesajlar vermek bazen pek bir işe yaramayabiliyor. ‘Terra’yı Kurtarmak’ savaş ve sömürgecilik karşıtı mesajına, farklı kültürlere saygıdan ve birlikte barış içinde yaşamadan yana tavrına rağmen küçük seyircisinin ilgisini ayakta tutacak bir niteliği olmadığı için başarısız bir film sonuçta. Üstelik bolca savaş ve dövüş sahnesi içerdiği için ürkütücü de. Referansım yine küçük kızım. Filmi korktuğu için kucağımda seyretti; sadece korkmadı, sıkıldı da.
Konu şöyle: Terra solucan benzeri, barışçı yaratıkların yaşadığı bir gezegendir. (Sonradan onların da savaşçı bir geçmişleri olduğunu ama sonunda huzurlu bir  yaşama kavuştuklarını öğreniriz.) Mala bu gezegenli sevimli bir kızdır, Sen diye bir oğlanla flörtöz bir ilişkidedir. Terra’daki hayat kabile düzeniyle, feodalizm arasında bir yerdedir. ‘Kıdemliler’, yani yaşlılar politik kararları verir. Kapitalizm öncesi bir düzende yaşamayı seçmiş gibidirler. Filmin bu geri sistemi barışa daha yakın bulması pek tutarlı bir bakış açısı değil.
Derken bir gün Dünyayı, Marsı  ve Merihi tüketmiş olan insanlar, kendilerine yaşayabilecek yeni bir koloni yaratmak için uzay gemileriyle Terra’ya gelir. Liberal bakış açısına uygun olarak her kötülüğün babası askerler özellikle savaşçı ve acımasız bir tutum içindedirler. İnsanın sorası geliyor,  Amerikan başkanları sivil değil mi, halkın oylarıyla seçilmiyor mu? Bizim en çok savaş çığlığı atan, dönemin genelkurmay başkanını savaşa karşı çıktı diye istifaya zorlayan cumhurbaşkanımız Turgut Özal sivil kökenli değil miydi? Ya yeni meclis başkanımıza ne demeli? PKK’ya esir düşen askerlere ‘ölmeliydiler’ diyen o değil miydi? Militarizmi üniformalıların tekelinde görmek bu ideolojinin ardındaki sınıfsal dinamikleri anlamamak demek. Dünyalı uygarlık çokça Bush’un Amerikasını hatırlatıyor ama dediğim gibi ‘sömürgecilik’ askere özgü bir özellik olarak görülüyor filmde.
Konuya dönelim: Mala’nın babası  Dünyalılara (Amerikalılara) esir düşüyor. Mala da bir dünyalı  pilotu yaralı olarak evine getiriyor ve ona babasını kurtarması  karşılığında yardım ediyor. Sonuçta dünyalı pilot Jim, Terra’lılara sempati beslemeye başlıyor. Nihayetinde Dünyalılarla Terra’lılar arsında nihai savaş çıkıyor vb…
Filmin başarısızlığı, benim yukarda değindiğim politik teori açısından yanlış ya da eksik yanlarında değil elbette. Bunlar çocukların algılayacağı şeyler değil. Filmde neşe ya da eğlendirici bir şey yok. Kahramanlar arasındaki duygusal bağlar, ilişkiler yeterince geliştirilmemiş. Solucanvari yaratıklarla özdeşleşmek zor. Herhangi bir insan çocuk kahraman da yok. Tek Dünyalı kahraman bir asker. O da tabii ki yetişkin biri. ?iddete karşı olsa da, film çocuklar için yoğun şiddet içeriyor. En azından kız çocukları için. Kısacası olmamış.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com