TARİH: 5 Mayıs 2007
GAZETE/DERGİ: Birgün
Benim annem, hippie annem
Filmin İngilizce adı ‘Atomised”atomize olmuş’ demek. Bu da iyice yalnızlaşmış, toplumsal ve kişisel bağlar kurmakta zorluk çeken bireyi iyi ifade eden bir terim.
Orijinal Adı: Elementarteilchen Yönetmen: Oskar Roehler Oyuncular: Moritz Bleibtreu, Christian Ulmen Türü: Romantik, Dram Ülke: Almanya
Michel Houellebecq’in (‘Uelbek’ okunurmuş) ‘Temel Parçacıklar’ adlı romanı 1998’de yayımlandığında oldukça ses getirmişti. Doğrusu romandan aklımda çok şey kalmamıştı ama mizantropik (insan sevmez) ve biyolojiye belirleyici rol veren bakış açısı hatırımdaydı.
Film, aynı keskinliğe sahip değil, romanın karanlık duygusu oldukça sulanmış.
‘Temel Parçacıklar’ babaları farklı iki erkek kardeşin, Bruno (Moritz Bleibtrau) ile Michael’in (Christian Ulmen) bazen kesişen hayatlarını konu alıyor.
Erkeklerin hayatında filmin akışı içinde tümü de sağlığını bir şekilde yitiren üç kadın var. Bu üç kadının içinde kardeşlerin hayatını en derinden etkileyeni tabii ki anneleri Jane (Nina Hoss).
Kardeşlerin kadınlarla yaşadıkları bütün sorunların temelinde, Jane’in onlarla ilgilenmemesi ve hippie-new age tarzı bir yaşam sürmesi yatıyor.
Edebiyat öğretmeni Bruno yoğun bir cinsel tatminsizlik içinde. Irkçı ve saldırgan düşüncelerini içeren yazılarını bastıracak yayınevi bulamaması buna bir de mesleki tatminsizliği ekliyor. Cinsel fantezilerinin hedefi olan kız öğrencisi tarafından reddedilmesi sonucunda kendini psikiyatri kliniğine kapatıyor. Klinik çıkışı katıldığı çıplaklar kampında ilk kez gerçek aşka yaklaşıyor.
Michael ise cinselliği hayattan tamamen elemine etmek isteyen başka bir tavır içinde. Bilimsel araştırmaları cinsellik olmadan üreme üzerine. O da gençliğinde yaşadığı aşkıyla bir türlü yakınlaşmayı başaramamış, aseksüelliği seçmiş bir bilim insanı. Ama gençlik aşkı Annabelle (Franka Potente) ona bir şans daha tanıyor.
Aşk kapıyı çalınca
Hem Bruno, hem Michael yazar Houellebecq’in alter ego’ları (öteki ben).
Houellebecq’in bir sonraki romanı, İslam karşıtı ırkçı ifadeler içerdiğinden bizde hiç yayımlanmadı. Yazar zenci ve kadın düşmanı metinler yazan kahramanı Bruno gibi eş değiştirme kulüplerinin müdavimi. Houellebecq’in kitaplarının bu kadar yankı bulmasının üzerinde durmak gerek.
Filmin İngilizce adı ‘Atomised’ ‘atomize olmuş’ demek. Bu da iyice yalnızlaşmış, toplumsal ve kişisel bağlar kurmakta zorluk çeken bireyi iyi ifade eden bir terim. Bu birey, bir yandan insan biyolojisine indirgerken bir yandan da saf has peşinde koşuyor. Ama aşk kapıyı çalınca da cevap verecek cesareti bulamıyor.
Film bu atomize olma halini oldukça sulandırmış. Bu bir yandan iyi, kahramanlarını daha sevimli yapıyor ama bir yandan da iki yaşam acemisi kardeşin aşk maceraları olmaktan öteye gidemiyor. Bleibtrau dışındaki oyuncular da pek iz bırakmıyorlar.