TARİH:  12 Mayıs 2007

GAZETE/DERGİ: Birgün

Babanın anahtarları 

Orijinal Adı: Breach Yönetmen: Billy Ray Oyuncular: Chris Cooper, Ryan Phillippe Türü: Dram. Gerilim Ülke: ABD 

İhanet temposunu iyi tutturmuş, iyi oynanmış, ilgiyle izlenen bir film. Film bize gerçek bir casusun, FBI ajanı olarak çalışan ama Ruslara casusluk yapan Robert Hanssen’in (Chris Cooper) ve onu suçüstü yakalamakla görevlendiren genç ajan adayı Eric O’Neill’in (Ryan Phillipe) öyküsünü anlatıyor. 

Bir basın toplantısının görüntüleriyle açılıyor film. Ülkenin en büyük güvenlik zaaflarından biri açığa çıkarılmıştır. 11 Eylül’ün gerçekleşmesine ise daha 7-8 ay vardır. Film daha sonra iki ay geriye döner ve Ortadoğulu şüphelileri izlemekte olan ajan adayı çaylak FBI’lı Eric’i tanıtır. 

Eric büyük suçları ortaya çıkarma hayalleri kurarken, merkeze çekilen Sovyetler Birliği uzmanı Hanssen’in cinsel sapkınlıklarını ortaya çıkarmakla görevlendirilir. Eric seyircinin bildiği iki şeyi bilmez ve önemsiz bir göreve atandığını düşünür. Bizim bildiğimiz 2 ay sonra büyük bir casusluk skandalının ortaya çıkacağıdır. Yani Eric’in atandığı iş bu casusluk skandalıyla ilgili olmalıdır. Dolayısıyla Eric’in tahminlerinin ötesinde önemlidir. 

Becerikli ama sapık Ruslar 
Peki ya Ortadoğulular? Eric’in bilmediği ama bizim bildiğimiz ikinci şey de 11 Eylül’ün geleceğidir. Eric’ten boşalan yeri aynı kalitede elemanlar doldurmamış olsa gerek ki FBI bir kez daha suçluları ortaya çıkarmakta geç kalacaktır. Film açıkça II Eylül’le ilgili değilse de olayları tarihsel bağlamına oturtmak için Clinton’ın resminin indirilip Bush’unkinin asıldığını da gösteriyor. Demek ki bu değişimin filmin öyküsü açısından bir anlamı var. 

Çok uzun yıllardır Ruslara hizmet eden Hanssen bağnaz bir Katoliktir. Kadınların pantolon giymesine karşı çıkar, çok çocuk yapmaktan yanadır, pazar ayinlerini kaçırmaz. Sovyetlerin çöküşünü ateist olmalarına bağlar, yoksa Ruslar daha becerikli ve sinsidirler Amerikalılardan. Ama bir yandan da karısıyla sevişmelerini gizlice videoya çekip birileriyle paylaşır. Bütün bunlar aynı bünyede nasıl bir araya gelmiştir? (Eşi ya da sevgiliyi bir şekilde paylaşmak aslında artık yeni muhafazakar yaşam biçiminin sıradan bir tezahürü haline geldi) 

ABD’nin güvenlik paranoyası 
Hanssen’in FBI içinde hakkının yendiğini düşündüğünü biliriz. Pencereli odalar başkalarına verilir. Politika yapmayı bilmediğini iddia eder. Hanssen hem ilgi ister hem de ne kadar becerikli olduğunu kanıtlayarak hakkını vermeyenlerden intikam almak. Bu ilgi açlığının ve haksızlığa uğramışlık psikolojisinin temeli babasıyla ilişkisinde atılmış olmalıdır. 

Hanssen babasının hep kendisini sınadığını, ehliyet sınavında başarısız(!) olması içinde sınav görevlisiyle anlaştığını anlatır Eric’e. Filmin finaline doğru, yere düşürdüğü anahtarlığında ‘babanın anahtarları’ yazar. Hanssen bilmecesini çözecek anahtarlar, babasıyla ilişkisinin niteliğinde gizlidir. Bu kadar ilgi isteyen biri, belki için için yakalanmayı da arzular. 

Eric için de babası çok önemlidir ve meslek seçiminde babasının “yurduna hizmet et” şiarı önemli rol oynamıştır. Ama Eric babasının izinden gitmekten vazgeçecek cesareti gösterecektir. Belki de filmin asıl söylemek istediği de budur. Babayla bir yere kadar; babayı gölgesinden kurtulabilirsen ancak adam olursun! Hanssen ne yazık ki olamamıştır. 

‘İhanet’in Amerika’nın güvenlik paranoyasıyla da ilişkisi kurulabilir. Yeni Amerika-Rusya gerginliğiyle de… Beni en çok rahatsız eden, Hanssen’in afişe ettiği Amerika lehine çalışan Rus ajanların, infaz sahnesi oldu. Bu işler gerçekten filmdeki gibi, yargısız, sorgusuz infaz şeklinde mi olmaktadır Rusya’da (belki de SSCB de)? Hanssen’in verdiği zararları ‘parasal ve insani kaynaklar’ (insanlar değil!) olarak değerlendiren ve vatana ihaneti ölümle cezalandıran Amerikan mantalitesi daha mı sağlıklıdır? 

Enselerinden vurulan Rus ajanlara o kısacık sahnede bile sonsuz sempati ve acıma duyarken, Hanssen bütün film boyunca küçük bir sempati ya uyandırır ya uyandırmaz, oysa hepsi aynı işi (yani vatanları aleyhine casusluk) yapmaktadır. Bir ülkenin güvenliğine dair kaygılanırız ama diğerininkine değil. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com