TARİH:  13 Ekim 2007

GAZETE/DERGİ: Birgün

CIA ajanının üstün insan olarak portresi 

Filmin ‘bir şeyler söyleyen’ bölümleri inandırıcılıktan uzak. İdeolojik olarak da hoş bir yerde durmuyor film. Daha ne söyleyeyim? 

Orijinal Adı: The Bourne Ultimatom Yönetmen: Paul Greengrass Oyuncular: Matt Damon, Paddy Considine, Edgar Ramirez Türü: Aksiyon, Macera, Gizem, Dram Ülke: ABD 

Herkes ‘Bourne’ dizisine hayran. Vaktinin çoğunu aksiyon sahnelerine ayıran bir film ağzıyla kuş tutsa bana yaranamaz zaten, Bourne da payına düşeni elbette alacak. Bu aksiyon sahnelerinde ne olduğunu anlasak bari… Ben anlamıyorum. Bourne’un nasıl onca adamı hakladığını anlayamıyorum, ne yaptığını göremiyorum. Bourne kim mi? Bourne’un da öğrenmeye çalıştığı bu zaten. Hafıza kaybına uğramış bir CIA ajanı. Kim olduğunu anlamaya çalışıyor, CIA’deki üst kademe ise onu öldürmek için çaba harcıyor. 

Bourne bir Süpermen, üstün bir insan. CIA adam yetiştirirse böyle yetiştirir işte! Bourne her dili konuşur, her şeyi görür, her tehlikeden kurtulur. CIA propaganda sı mı? Evet ama kör gözüm parmağına değil. CIA’ye karşı mücadele ediyor Bourne, CIA üst yönetimi onu öldürmeye çalışıyor demiştik ya! CIA’in üst yönetimini kötüler ele geçirmiş olabilirler ama Bourne gibilerinin çabalarıyla bu çürük elmalar temizlenir. Filmi sarsak omuz kamerasıyla çekerseniz daha inandırıcı olur düsturundan gına gelmediyse, bu filme hala katlanabilirsiniz. 

Bu sahneler sıkıyor 

Filmde, Bourne’in öldürdüğünden emin olduğumuz tek kişi, bir Arap. Diğerlerini saf dışı ediyor ama öldürüyor mu belli değil. Bunun da bir manası var diye düşünüyorum, tam ne olduğundan emin olmasam da. Belki de özdeşleşmemiz istenen Bourne’un Beyaz ırktan birini öldürmesini görmemiz istenilmemiştir. Ama Bourne da bu cinayetinden sonra üzülüyor, hakkını teslim edelim. Ama asıl bunalımının nedeni, meslektaşlarıyla anlaşmazlığa düşmesinin gerekçesi “Amerikan hayatlarını” kurtarmak adına Amerikalıları öldürmesinin istenmesi kendinden. Bourne bundan dolayı CIA’yle problem yaşıyor, Arapları öldürmesi istendiği için değil. 

Kısacası ben, bana hiçbir şey söylemeyen kaçma, kovalamacalarla dolu sahnelerden fena halde sıkılıyorum. Filmin bir şey söylediği bölümleri ise inandırıcı bir öykü, insani bir varlığı anlatmıyor. İdeolojik olarak da hoş bir yerde durmuyor film. Daha ne söyleyeyim… 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com