TARİH:  4 Mart 2005
GAZETE/DERGİ: Birgün

Duvardan Önce

“Solino” Fatih Akın’ın başyapıtı “Duvara Karşı”dan önceki durağı. Akın’ın filme sahip çıkmadığı yazıldı ama ne utanılacak ne de çok övünülecek bir film “Solino”. Daha çok televizyon için yapılmış filmlere benziyor, yani fazla derine inmek gibi bir kaygısı yok.
İtalyan bir ailenin Solino adlı kasabadaki son günlerinde başlıyor film. İş peşinde Almanya’nın Duisburg kentine göç ediyor dört kişiden oluşan aile. Oğlan çocuklardan Gigi (Nicola Cutrignelli / Barnaby Metschurat) arkada gözü yaşlı bir de sevgili bırakıyor. Duisburg’da baba Romano (Gigi Savoia) bir madende iş buluyor ama bu ağır işe uyum sağlayamıyor. Anne Rosa (Antonella Attili) ise zaten baştan bu soğuk ülkeyi, bu tuvaletsiz evi sevemiyor. Ama yine de geçinmek için yapacakları şeyi anne Rosa akıl ediyor: Bir pizzacı açmak. “Solino” bu kez dükkanlarının adı oluyor. Küçük Gigi bu arada çoktan yeni bir sevgili ediniyor, abisi Giancarlo’yu (Michele Ranieri / Moritz Bleibtreu) kıskandırmak pahasına. Zaten bu kıskançlık ömür boyu sürüyor. Gigi önce fotoğrafa sonra filme ilgi duyuyor, abisi ise bir baltaya sap olamayıp, kazmalaşıyor zamanla. Babanın anneyi aldatması, annenin hastalanıp İtalya’ya dönmesi filan derken aile dağılıyor. Hasta anneye bakmak Gigi’nin omuzlarına yıkılırken, Giancarlo Gigi’nin mirasına konuyor: Hem sevgilisine, hem de bir film festivalinde kazandığı ödüle el koyuyor. 10 yaşından sonra tanıdığı hiçbir kadına ilgi duymayan Gigi de Solino’daki ilk aşkına geri dönüyor. Sonuçta kardeş rekabetinden galip çıkan olmuyor galiba ama kimsenin yaşadığı da trajik boyutlara varmıyor. “Solino” başta da söylediğimiz gibi hafif bir film. Kaçırırsanız bir şey kaçırmış sayılmazsınız, seyrederseniz de çok şey kazanmış olmazsınız. Ama yine de hoş bir iki espri var. Annenin otobüs durağındaki adamın gazetesini alıp, tenceresini bıraktığı sahne çok şekerdi. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com