TARİH: 4 Mart 2005
GAZETE/DERGİ: Birgün
Makinist, Uyu!
Film seyrederken görüntü ya da seste uzun süren bir sorun olduğunda makiniste “makinist, uyuma!” diye bağırmayın lütfen! Bırakın, uyusunlar. Ne demek istediğimi filmi seyrettikten sonra anlayacaksınız.
Makinist filminin kahramanı Trevor Reznik (Christian Bale) bir sinema makinisti değil, bir fabrikada işçi. Hakları konusunda bilinçli olduğu için ustabaşı tarafından sevilmeyen biri. Ama Reznik’in asıl sorunu kendisiyle, huzursuz bilinciyle. Reznik bir yıldır uyuyamıyor ve belli ki pek bir şey de yiyemiyor. O kadar zayıf ki, toplama kampından yeni çıkmış birine benziyor (Bale, bu film için 20 kilo vermiş). Zaten ilgilendiği iki kadın da ona “biraz daha zayıflarsan, yok olacaksın” diyor. Nine Inch Nails (NIN) adlı topluluğun Trevor Reznik’e ad olarak çok benzeyen lideri Trent Reznor “Dowenward Spiral” yani “Aşağı İnen Helezon” adlı bir albüm yapmıştı. Belli ki Reznik’in isim babası Reznor, çünkü Reznik tam anlamıyla bir düşüş içinde. Filmin karanlık havası da NIN’in endüstriyel müziğiyle uyumlu. Reznik’in düşüşünün nedenini filmin sonunda öğreniyoruz ve hepsi olmasa da taşlar yerli yerine oturuyor. O ana kadar film bize seyrettiğimizin Dostoyevski’nin eserleriyle paralellikler taşıdığının ipucunu veriyor. Bale’in oyunculuğu çok başarılı. O kadar iskelet haliyle bile istediğinde çok çekici olabiliyor, gerektiğinde ise paranoyayı mükemmel bir biçimde gözlerinde cismanileştiriyor. “Makinist” ilgiyle izlenen ve ilgiyi hakkeden bir film. Gerçi bittiğinde “hmm, demek böyleymiş” demek dışında üstüne düşünecek pek bir şey de kalmıyor. Yine de belli bir ruh hali üzerine çekilmiş iyi bir film “Makinist”.
Son bir not: Film seyrederken görüntü ya da seste uzun süren bir sorun olduğunda makiniste “makinist, uyuma!” diye bağırmayın lütfen! Bırakın, uyusunlar. Ne demek istediğimi filmi seyrettikten sonra anlayacaksınız.