Bir Eser Taslağı
TARİH: 11 Mart 2005
GAZETE/DERGİ: Birgün
KÜNYESİ
Balans ve Manevra Yönetmen: Teoman; Oyuncular: Teoman, Bülent Kayabas. Seda Akman, Burak Sergen, Bülent Polat; Türü : Dram, Ülke: Türkiye
Teoman’ın ilk filmi ‘Balans ve Manevra’, Bodrum’da bir araya gelen bir grup insanın öyküsünü anlatıyor. Kaptanlık yapan ve sonradan bir ayağının çukurda olduğunu öğreneceğimiz Ümit (Bülent Kayabaş) yakınlarını yanında görmek istemiştir. Kardeşi Nihat (Erol Demiröz), oğlu Timur (Teoman Yakupoğlu) ve sevgilisi Zeynep (Seda Akman) bu nedenle Bodrum’a gelmiş ve Zagor’un (Bülent Polat) pansiyonuna yerleşmiştir. Timur kendisini ve annesini yıllar önce terk etmiş olan babası Ümit’i affedememiştir ve onu ruhsal sorunlarının kaynağı olarak görmektedir. Timur’un karısı Zeynep’le ilişkisi de berbattır. Sürekli aldatılan ve değer verilmeyen Zeynep yine de Timur’un içindeki cevhere inancını yitirmez. Köyün delisi Ali (Burak Sergen) ise başkalarının dolduruşuna gelip Zeynep’in kendisine âşık olduğuna inanacaktır. Ama bir de mafyanın Timur’la bilmediğimiz bir hesabı vardır ve filmin finalinde başrolü onlar alacaktır.
Teoman’ı birçok açıdan takdir ediyorum. Cesaretinden, kendine olan inancından, bir milyon dolar gibi küçümsenemeyecek bir miktar parayı riske attığından, filminin içine reklam yerleştirmemesinden… ‘Balans ve Manevra’nın oyuncularının performansı genelde iyi, özelde kamyoncu Ali rolünde Burak Sergen’in oyunculuğu çok iyi. Fakat senaryoda öyle büvük boşluklar var ki sonuç ola
Oyu rak Balans ve Manevra’yı iyi bir film olarak nitelendirmek de mümkün değil. En temelde Timur’un babası ve sevgilisiyle ilişkileri çok yüzey de kalıyor. Birçok karakter, Ümit’in kardeşi Nihat, okulu ve ailesiyle sorunlu Ruhi (Yusuf Akgün) adlı delikanlı bir yere oturmuyorlar. Filmin finalinde ortaya çıkan mafya üyeleriyle Timur’un ne gibi bir derdi olabileceğine dair en ufak bir fikir sahibi olamıyoruz. Bodrum gibi bir yerde pansiyon işleten Zagor’un o kadar beceriksiz olması garip duruyor. Ruhi’nin ne Bodrum yolculuğunu, ne parasını çaldırdıktan sonra Bodrum’da nasıl yaşadığını ya da finalde silahı aldıktan sonra ne yaptığını anlamıyoruz. Birçok sahne yarım kalmış izlenimi verecek şekilde hızla geçiyor ve film bizi hiç mana veremediğimiz bir finalle baş başa bırakıveriyor. Bütün bunlara rağmen ‘Balans ve Manevra’ya son haftalarda seyrettiğim birçok yerli-yabancı filmden daha fazla sempati duyuyorum. Umarım Teoman yönetmenliğe devam eder ve bize daha derinlemesine çizilmiş karakterler ve daha iyi anlatılmış öyküler sunar. “Balans ve Manevra” Ülke: bitmiş bir eserden çok, o eserin taslağı gibi duruyor.