TARİH:  22 Aralık 2012
GAZETE/DERGİ: Birgün

Aynı süreçlerle ilgili iki film girdi gösterime üst üste. “Simurg”u zamanında yazamadım, festival programım nedeniyle. “Simurg” F Tipi hapishanelere direnen solcu tutukluların açlık grevlerini ve ardından yaşadıklarını anlatıyordu. Refik, Cafer, Çiğdem, Hüseyin Muharrem, Ali Ekber ve Delil 69 gün süren açlık grevinden Wernicke Korsakoff hastalığı ile çıkıyorlar. Yani artık bazı şeyleri hiç hatırlamayacaklar ve vücutları eskisi gibi olmayacak. İstemsiz sallanmalar, denge sorunları, yavaşlık onların hayatının bir parçası olacak. Sadece onların değil, anne ve babalarını böyle görmekten nefret eden çocuklarının, annelerinin ve babalarının da. Fakat hastalıkları onların dünyaya bakışlarından, insancıllıklarından, umutlarından hiçbir şeyi eksiltmemiş. “Simurg”u seyrederken ağlamamak zor iş. Onlar zamanımızın kahramanları. Yüzyılların öncesine, ecdada bakmaya gerek yok, kahraman aranıyorsa, kahramanlar aramızda yaşıyorlar. Feda ettikleri onca şeye rağmen çoğumuzdan daha iyimserler. Onların görüşlerine katılmayanlar için bile ilham vericiler. Bu genç insanların direnişlerini ancak aşırı bir şiddet kırabilirdi, 12 yıl önce devlet kendi elinin altında hapis tuttuğu bu gençlere kimyasal silahlarla, iş makineleriyle, tüfeklerle saldırdı. Öldürdü, yaraladı, zorla F tipi hapishanelere taşıdı.
9 KISA FİLMDEN HÜCELERE BAKMAK
F Tipi Film ise, açlık grevlerinin engellemeye yetmediği yeni hapis düzenini anlatan 9 filmden oluşuyor. Tecrit ya da hücreye atılma eskiden hapishane içinde suç işleyen mahkûmlara verilen ekstra bir cezaydı. Yeni dünya düzeninde hücre standart uygulama haline gelmiş durumda. Yeni dünya düzeni derken, bu uygulamanın yerel olmadığını da vurgulamak istiyorum.  F tipi hapislik Batı uygarlığından ithal edilmiş bir düzen. Hüseyin Karabey “Sessiz Ölüm”de bu sistemin Batı ülkelerindeki uygulamasını filme almıştı. Aynı dehşet orada da var. Batı standartlarının, insani olana işaret ettiği yönünde bir ezber var. Bu ezber keşke doğru olsa.
“F Tipi Film”de hafızasını yitirmiş bir genç kadının nasıl arkadaşlarının yardımıyla ayakta kaldığını izliyoruz. Titizliğiyle tanınan bir mahkûmun bir hamam böceğiyle dostluğunu ve bu dostluğun kaybıyla hayatla olan bağını yitirişine tanık oluyoruz. Çünkü tecrit böyle bir şey ve insan, ilişkisiz kaldığında insan olamayan bir yaratık. Bir başka filmde yaşlı bir mahkûm annesinin güvenlik görevlilerince soyunmaya zorlanarak nasıl aşağılandığını görüyoruz. Sadece içerdekilerin onurunu zedelemeye çalışmıyor düzen, onların yakınlarını, sevenlerini de elinden geldiğince kırmaya çalışıyor. Ama direniyor insanlar, kimi ayak izlerini bırakmanın bir yolunu buluyor hücrenin her yanına, kimi saçından yaylı müzik aleti yapıyor.

DAYANIN YALNIZ DEĞİLSİNİZ
“F Tipi Film” tecritte yaşamak zorunda bırakılanlara bir saygı duruşu, bir sevgi gösterisi. Dayanın, yalnız değilsiniz, unutulmadınız demenin bir yolu. Umarım çok sayıda insan bu filmi izler ve filmin mesajı artarak ulaşır içerdekilere. Ezel Akay, Sırrı Süreyya Önder, Barış Pirhasan, Aydın Bulut, Hüseyin Karabey, Reis Çelik, Vedat Özdemir, Mehmet İlker Altınay, Grup Yorum yazıp yönetmişler Tansu Biçer, Serkan Keskin, Bülent Emrah Parlak, Gizem Soysaldı, Erkan Can, Fırat Tanış, Civan Canova ve başkaları oynamışlar. Ellerine sağlık hepsinin. Şimdi sıra bizde.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com