TARİH:  Ocak 2009
GAZETE/DERGİ: Birgün

Yaklaşık 11 ay önce If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali sırasında AFM Fitaş sinemalarında film izlemenin ne kadar tehlikeli olduğuna dair birkaç yazı yazmıştım. Bu yazılar internetten bulunabilirler. Festivalin özellikle ilk birkaç gününde sinemada tek bir giriş çıkış kapısı vardı ve izdiham yaşanıyordu. Sinemanın ana giriş kapısı ise o gün neyse bugün de öyle. AFM sinema kompleksinin ana giriş kapısında bir yürüyen merdiven var. Aynı anda sadece bir kişinin giriş, bir kişinin de çıkış yapabildiği bir merdiven bu. Bir sinema kompleksinin yani 3–4 tane sinema içeren bir binanın aynı anda sadece bir kişinin çıkabileceği bir çıkış kapısına sahip olmasının nasıl bir güvenlik sorunu yaşattığını bir tek ben mi düşünüyorum? Bu sinemadan düşen bir cam Ece Turhan adlı genç kızı ağır bir biçimde yaraladı geçtiğimiz günlerde. Bu olay belki her yerde olabilecek bir kazadır. Ama binanın geçmişi ve bugünü dikkate alınınca sorular oluşuyor ister istemez. İnsan hayatına birinci derecede önem verildiğini hissetsek böyle sorular oluşmazdı ama durum öyle değil. Fitaş’ın giriş – çıkışının darlığı seyircilerin hayatını tehlikeye atmaya devam ediyor. Buna nasıl izin verildiğini anlamakta güçlük çekiyorum. 

KUTLAR ADINA ÜZÜLDÜM
İzmir’de iki sinema yandı ya da büyük ihtimalle yakıldı geçen hafta. İki sinemada da erotik film gösteriliyor olması kundaklama ihtimalini güçlendirdi. Ne oluyoruz? Binnaz Toprak ve arkadaşlarının yaptığı araştırmaya laf yetiştirmeye çalışan kendinden menkul metodoloji uzmanları biraz çevrelerine baksalar keşke. Mahalle baskıcısı, mahalle kundakçısına doğru evriliyor. Ya da kundakçı geleneğini yeniden hatırlıyor. Levent’te belediyeye ait bir kültür merkezi var. Bu merkezin sinema salonunun adı da Onat Kutlar Salonu. Bu adı verdiklerinde Kutlar adına üzülmüştüm. Haklı çıktım. Bu merkez 4 yıl boyunca kapasitesinin ya çok altında çalıştı ya da tamamen kapalı kaldı. Oysa ne kadar büyük bir ihtiyaca hizmet verebileceğini geçen hafta gördüm. Japonya Konsolosluğu burada 3 gün boyunca ücretsiz filmler gösterdi. Sinema salonu doldu taştı, ek iskemleler getirildi. Salon her ay sadece 3 gün böyle çalışsa yeter de artardı ama 4 yıl boyunca benim hatırladığım kayda değer başka bir şey olmadı. Belki birkaç etkinlik daha olmuştur. Yazık! Kültürel faaliyet sinema salonuna güzel bir insanın adını vermekle ya da meydanlara somurtuk suratlı heykeller dikmekle bitmiyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com