TARİH: 13 Ocak 2006
GAZETE/DERGİ: Birgün
Dolaptan çıkan Hazreti İsa
‘Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap’ filminde Pevensie kardeşler’in bir oyun sırasında Narnia ülkesine düşerek yaşadıkları macera işleniyor. Narnia, Jadis adlı ‘Beyaz Cadı’nın bitmeyen bir kışa mahkûm ettiği fantastik bir ülkedir.
Orijinal Adı: Chronicles of Narnia: The Lion, the Witch & the Wardrobe, Yönetmen: Andrew Adamson Oyuncular: Georgie Henley, William Moseley, Skandar Keynes, Anna Popplewell Türü: Macera – Fantastik Ülke: ABD
Bazı filmler sadece çocukken keyifle izlenebiliyor; “Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap” (NGACD) da o tür filmlerden biri. Bir dolaba girip, oradan sihirli bir dünyaya gitmeyi hangi çocuk istemez? (Şşşt, sen sus oradan bakayım, istisnalar kaideyi bozmaz.) Evet, ne diyordum, bütün çocuklar ister böyle bir maceraya atılmayı. Hele dışarıda bir savaş sürüyorsa ve pek de tanımadığınız insanların evinde konaklamak zorundaysanız… Pevensie kardeşler Nazilerin bombaladığı Londra’yı terk edip, bir konağa yerleştiklerinde kendilerini bekleyen maceralardan habersizdirler. Önce saklambaç oynarken en küçük kardeş Lucy (Georgie Henley) dolaba girer ve dolayısıyla dolabın açıldığı Narnia ülkesine de adımını atmış olur. Narnia, Jadis (cadı yani) adlı Beyaz Cadı’nın (Tilda Swinton) bitmeyen bir kışa mahkûm ettiği fantastik bir ülkedir. Konuşan hayvanlar ve yarı insan, yarı keçi satirler Narnia vatandaşları arasındadır. Lucy’nin ardından bir büyüğü olan Edmund (Skandar Keynes) da Narnia’yı kesfeder. Ama Edmund’un abisiyle ciddi bir iktidar mücadelesi vardır ve Jadis’in kendisini prens yapma ve Türk lokumuna doyurma vaadlerine karşı koyacak kadar sağlam bir karakteri yoktur. Edmund’un büyüğü Susan (Anna Poppleweb) macera ruhundan yoksun muhafazakar kadınlığın temsilcisi gibidir. En büyük kardeş olan Peter (William Moseley) ise dünyevi bir lidere uygun özelliklere sahip olduğunu zaman içinde kanıtlayacaktır. Ruhani liderlik ise Aslan adlı bir aslana (panthera leo) düşer. Edmund hariç Pevensie kardeşler ve aslanın önderliğindeki iyilik güçleri Beyaz Cadı’nın kötülük güçleriyle savaşacak ve Narnia’ya baharı getirmeye çalışacaktır.
Finansör bush destekçisi
NGACD’nin Hıristiyanlığa dair olduğu bizim gibi o kültürün içinde yaşamayanlar için o kadar aşikar değil. Ama Aslan’ın, Edmund’un temsil ettiği insanlığın günahları için ölmesi ve sonra dirilmesi, düşünülünce İsa’nın öyküsünü fazlasıyla çağrıştırıyor. Narnia’ların yazarı C. S. Lewis ve Oxford’dan arkadaşı Tolkien (“Yüzük Kardeşliği” dizisinin yazarı) inançlı Hıristiyanlarmış ve yazarlık serüvenleri boyunca da birbirlerini etkilemişler. Lewis’in belli ki bir Türkiye macerası da olmuş, aslanın adının Aslan, cadının adının Jadis (cadis okunur) ve en sevilen şekerlemenin lokum oluşunun bir açıklaması olsa gerek.
Filmin Hıristiyanlık metaforu olarak algılanabilecek başka öğeleri de var. İki erkek kardeşin rekabeti Habil ve Kabil’le ilişkilendirilebilir. Zaten filmden asıl geriye kalan da Hıristiyanlıktan çok bu iki kardeşin ilişkisi oluyor. Filmin mesajı da, ne yaşanırsa yaşansın bunların üstesinden gelebilecek güçlü bir bağ olduğu şeklinde özetlenebilir. Filmin feminist bir okuması da yapılmalı bence. Kötülük güçlerinin başındaki kişinin kadın oluşu, kardeşlerden Susan’ın işe yaramaz hali üzerine düşünmek manasız bir çaba olmaz. Şrek filmleriyle masal dünyasının klişeleriyle oynayan yönetmen Andrew Adamson’ın NGACD ile kariyerinde içerik anlamında bir geri adım attığı söylenebilir. Çünkü NGACD egemen ideolojileri sorgulamak bir yana onları yeniden inşa etmekten başka bir amaç taşımıyor. Filmin başlıca finansörü Philip Anschutz’un, Bush’un önemli destekçilerinden biri oluşu sürpriz değil. Ama bunlar çocuğunuzu Narnia’dan mahrum bırakmanızı gerektirecek şeyler değil. Sonuçta bir dolaba girip alternatif bir evren keşfetmek keyifli bir şey.