TARİH:  27 Mayıs 2017
GAZETE/DERGİ: Birgün

Kedi’yi seyrederken aklıma babam geldi. İşten gelirken yanında, sokak kedilerinin seveceği türden yemek artıkları getirirdi. Cihangir’deki evimizin önünde bekleşirdi kediler. Ablam da severdi kedileri, o da bakardı. Daha önceleri, Şişli’de oturduğumuz yıllarda, arkadaki Çingene mahallesinden kedi yavruları satın alır eve getirirdi. Süt vermeye çalışırdık, dört ayaklarıyla süt kaplarının içine girerlerdi kedicikler. Bizde kalamazdı ama o yavrular, herhalde annem istemezdi. Bir ara yandaki daire boşalmıştı ve nedense kapısı da hep açıktı. Leon Franko adlı bir arkadaşım vardı. Onunla bir yavru sokak kedisi beslemiştik o evde. Kedinin adı bize davul gibi şiş görünen göbeğinden dolayı Davul’du. Soyadı da vardı. Cebenoyan ile Franko’nun karışımından Cebenko olmuştu Davulun soyadı. Zavallı Davul’un sütüne bir gün bir iki damla acı sos katmıştım meraktan. Bakalım acı seviyor muydu? Pek aksırmıştı garibim, hâlâ üzülürüm hatırladıkça.

Depremden sonra taşındığımız Levent’te ilk kez bahçemiz oldu. Deprem travmasından sonra, uzun süre hayatta tek mutlu olduğum anlar, bahçedeki kedi yavrularının anneleriyle ya da birbirleriyle oynaştığını gördüğüm zamanlar olmuştu. Bir ara tavuk ciğeri satın alır, haşlar, ekmekle karıştırır ve bahçedeki kedilere verirdim. Bayağı iş edinmiştim. Bahçedeki kedi nüfusu 20’li rakamlara yaklaşınca, hayat hepimiz için zorlaşmıştı. Ne çok kedim oldu: Miyak, Vırrık, Hamdi, Sarımsak, Kötü Kadın… çok kedim oldu demeyelim, ben bir süre bu kedilere hizmet ettim. Hepsi sokak kedisiydi zaten. Hamdi şu anda Uğur Vardan’da, adı Bıdık oldu. Diğerleri sokaktan gelip sokağa gittiler.


Kedi filminde, kendilerini kedi severek tedavi eden insanlar var. Bir dönem benim için de öyleydi. Belki babam ve ablam için de öyleydi. Şimdi köpeğimiz var, tedavimi öyle sürdürüyorum.

Kedi İstanbul’un belki de en güzel yüzünü gösteriyor bize. Vahşi ve sevecen İstanbul’u. Kediler İstanbul’un vahşi yaşamının temel öğesi. Onlara bakan insanlar da İstanbul’un sevecen yaşamının temel öğesi. Filmin kedi kahramanlarının hepsinin farklı özellikleri var. Kimi psikopat, kimi yumuşak… Ama hepsi de ne istediğini bilen ve istediğini elde eden varlıklar. Kendilerine uygun insanları da buluyorlar. Anlatılan bizim hikâyemiz.

Kedi filmi, konjonktür uygun olsa İstanbul’a turizm akımı başlatacak potansiyele sahip. Bizden önce ABD’de vizyona giren ve çok beğenilen belgesel, yürek ısıtan cinsten. 80 dakikalık süresi daha da kısa olabilirmiş. Bunun dışında İstanbullu olmanın güzel yanlarını hatırlatan bir film. İstanbul her an değiştiği ve kentte bu değişimin devam ettiğini göstermesi açısından ise şimdiden nostaljik bir film Kedi. Belki de bu nedenle anılara daldım filmi seyrederken. Ahh kediler, ahh insanlar. İstanbul’un kedileri ve insanlarına dair bu belgeseli, özellikle bir kedi severseniz kaçırmayın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com