TARİH: 11 Ocak 2014
GAZETE/DERGİ: Birgün
Belli bir yaşta kadın olmak
Garcia’yı seyredin. Bu kadar iyi bir performansa az rastlıyoruz… Garcia neredeyse filmin her anında bizi kendisine âşık ediyor. Hele filmin finalindeki, bolca es vererek yaptığı bir dans var ki…
Orijinal adı: Gloria Yönetmen: Sebastián Lelio Oyuncular: Paulina García, Sergio Hernandez, Marcial Tagle Ülke: Şili
Sebastian Lelio’nun Gloria’sı son Berlin Film Festivali’nin en beğenilen iki ana yarışma filmin den biriydi (diğeri yine bu hafta vizyona giren “Çocuk Pozu”). Bana kalırsa bu iki filmden daha ilginç olanı “Gloria”. Filme adını veren Gloria (Paulina Garcia) ellili yaşlarında, on iki yıldır dul bir babaanne. Bir işte çalışıyor ve boş vakitlerinde yoga yapıyor. Gloria’nın yetişkin oğlu ve kızı annelerinden ayrı yaşıyorlar. Gloria yaşına rağmen hiç de “unumu eledim, eleğimi astım” havasında değil. Hayattan aşk, şehvet, şefkat ve sevgi bekliyor. Niye beklemesin ki? Gloria, belli bir yaşın üstündekilerin takıldığı, single barlarına takılıyor, altmışlı yaşlarındaki erkeklerle flört ediyor. Ve bir gün karşısına Rodolfo (Sergio Hernandez) boşanalı henüz bir sene olmuş. İki yetişkin kızı var Rodolfo’nun. İlk başta her şey iyi gidecek gibi görünüyor. Fakat Rodolfo’nun hayatının asıl kadınlarının iki kızı ve eski karısı olduğu ortaya çıkıyor. Rodolfo, kendisine bağımlı bu kadınlara sürekli taviz verirken Gloria’yı ikincil bir konuma yerleştiriyor. Gloria azla yetinecek bir kadın değil. Rodolfo’nun kendisinin de pek olgun bir karakter olmadığı giderek belirginlik kazanıyor.
Bu babaanneyi görmelisiniz
Sinemada belirli bir yaşın üzerinde kadın kahramanlara sık rastlamıyoruz. Hele bir babaannenin seks yaşamına neredeyse hiç tanık olmuyoruz. Sebastian Lelio, bize Gloria ile, azla yeti i ve kolay yılmayacak çok hoş bir karakter sunuyor. Paulina Garcia’nın mükemmel oyunu filmin en büyük kozu. Garcia neredeyse filmin her anında bizi kendisine aşık ediyor. Hele filmin finalindeki, bolca es vererek yaptığı bir dans var ki… Dahiyane. O duraksamalar, sanki başından geçen her şeyi yeniden değerlendiriyormuş ve devam etmeye yeniden ve yeniden karar veriyormuş izlenimi veriyor. Film, biraz daha kısa olsaydı dedirtiyor ama…Ve Garcia’nın enfes oyununa rağmen, Gloria yine de yeterince iyi yazılmamış bir karakter olarak kalıyor. Filmin arka planda politik bir damarı da var. Gloria ve arkadaşlarının sohbetlerinde, sokaklarda yapılan yürüyüşlerde ve atılan sloganlarda, derin bir hoşnutsuzluğun Şili’ye egemen olduğunu hissettiriyor film. Garcia’yı seyredin. Bu kadar iyi bir performansa az rastlıyoruz. Bir de Antonio Carlos Jobim’in “Aquas de Marco” şarkısının evde söylendiği bir sahne var. Almodovar’ın “Konuş Onunla”sındaki Caetano Veloso şarkısı “Cucurrucucu Paloma”dan bu yana en iyi şarkı sahnesi olabilir.