Tarih: Aralık 1996

Gazete/Dergi: Roll

Dance Hall At Louse Point

JOHN PARISH & POLLY JEAN HARVEY

(Polygram/Raks)

İnsan sesi en önemli müzik enstrümanı. Binlerce iyi gitarist ya da davulcu yetişebiliyor ama iyi şarkıcı tek tük çıkıyor. 90’lar deyince akla ilk çırpıda birkaç isim geliyor: Kurt Cobain, Beth 

Gibbons (Portishead) ve P.J. Harvey. Polly Jean Harvey, sesinde kadınlığın bütün yükünü sırtlanıyor. O hem kadın olmaktan, şekilsiz bedeninden nefret eden bir erkek Fatma, hem de çıplak pozlar veren, bir diva gibi makyajlar yapıp sahnede kırıtan bir şantöz. Karşılıksız aşkların yaralı kadınından, erkeğini “beni kupkuru bıraktın” (vajinasından söz ediyor) diye eşşeğin kıçına sokan, ne istediğini çok iyi bilen bir femme fatale’e kolaylıkla geçiyor. Ne bir feminist ne de klasik kadın rollerini benimsemiş biri. Kadınlıkla kavgalı bir kadın. Memelerini de sergilese, iç çamaşırlarıyla da poz verse seksilikten başka her şeyle tanımlanabilecek, kışkırtıcı, sorgulattırıcı bir imge. Ve de büyük bir şarkıcı.

1992’de Dry’ı çıkardığında kalıcı olduğu belliydi Harvey’nin. Ne yazık ki ikinci albümü Rid of Me Steve Albini’nin prodüksiyonuyla katledildi. Aynı şarkıların demo versiyonlarını içeren 4-Track Demos da fazla ham kalmıştı. 1995’te yine çok iyi bir albümle, To Bring You My Love’la karşımıza çıktı. 

Dance Hall At Louse Point. John Parish’in müzikleri bestelediği ve enstrümanları çaldığı. P.J. 

Harvey’nin de şarkı sözlerini yazıp söylediği ortak bir çalışma. Bir şarkıda da (“ls that All There Is?”) Mick Harvey’nin katkısı var. John Parish’le P.J.’in ilişkisi eskiye dayanıyor. P.J. kendi grubunu kurmadan önce, Parish’in Automatic Dlamini adlı grubunda yer almış. İlişkileri P.J.’in albümlerinde de devam etmiş. Dance Hall… iyi bir albüm. Müzik ham ve bir iskelet gibi asli unsurlarına indirgenmiş. Bu da PJ.’ye sesini kullanabileceği geniş bir alan bırakmış. Belki, başkasının müziklerine şarkı söylemek de P.J.’in kendisini özgür hissetmesinde bir rol oynamıştır. O da çocuksu bir masumiyetten (“That Was My Veil”: “Is That All There Is?”), çığlık çığlığa bir nevroza (“City of No Sun”) uzanan bir kolaj yaratmış. Parish ve Harvey bestesi olmayan tek sarkı “Is That All There Is?” 1930’ların Berlin kabarelerini hatırlatan, biraz da eskimişlik kokan albümün en zayıf şarkısı. Biraz da Nick Cave’vari teatralliği var. “Civil War Correspondent” ise bir askerin eve yazdığı mektuplar şeklinde tasarlanmış etkileyici bir savaş karşıtı sarkı. “Sözcükler hayat kurtaramıyor” demiş Harvey bu şarkıda, belki de sanatın güçsüzlüğünü de düşünerek Dry veya To Bring You My Love kadar güçlü bir albüm olmasa da, Dance Hall… P.J.’in elinin değdiği her şey gibi yoğun, iyi bir çalışma. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com