TARİH: 9 Şubat 2008
GAZETE/DERGİ: Birgün
Bu derse ihtiyaç yoktu
SON DERS iddia ettiği gibi ne kahkahalarla güldürüyor, ne hü-zünlendiriyor. İddiası kendinden menkûl bu film sadece sıkıyor. Ne karakterlerin, ne mizansenlerin ne de olay örgüsünün bir inandırıcılığı var. Diyaloglar da oyunculuklar da olmamış. Politik iddiaları da son derece yanlış ve sevimsiz filmin. 68 kuşağından bir grup militan öğrenci polis baskınından paçayı sıyırıyor. Bunlardan Saffet (Ferhan Şensoy) aşık olduğu kıza onu sevdiğini söyleyemeden ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor. Saffet yurtdışında öğretim üyesi oluyor ve yıllar sonra ülkeye sahte bir kimlikle geri dönüp, bir üniversitede ders vermeye başlıyor. Ne dersi veriyor derseniz… Yanıtlaması zor. Hayat bilgisi dersi desek, üniversitede ne işi var bu dersin diyeceksiniz. Ama öyle, Saffet kafasına göre takılıyor, kalbinizin gittiği yere gidin nevinden ucuz felsefe yapıyor.
Öğrenciler arasında çok çekingen bir delikanlı da var, o da Saffet gibi sevdiğini söyleyemiyor beğendiği kıza. Bu kız polise göre siyasi olmayan çevreci bir grubun üyesi. Bir polis “siyasilerle birlikte çevrecileri tutuklamanın acımasızlık” olduğunu söylüyor. Yönetmen belli ki bugün ’68 kuşağının’ ruhunu çevrecilerin temsil ettiğini düşünüyor. Çevrecilerle kapitalistler uzlaşabilirler de diyor film, finalinde.
POZ KESEN SOLCU GENÇLER
Bu arada siyasi gençleri de görüyoruz. Ama sadece biçime takılmış, ki onlardan hakikaten çok vardır, bir küçük grup temsil ediyor onları. Solcu gençler sadece poz kesiyorlar, yani çevreciler veya apolitik diğerleri gibi şirinlik muskası değiller. Düzene uyum sağlamış, zengin olmuş, emniyet müdürlerini arayıp operasyon talep edebilen eski 68’liler de nihayetinde iyi insanlar. ‘Son Ders’te Saffet “kimsenin kendinden alacak derse ihtiyacı olmadığını” söyleyip duruyordu ama aslında hayat dersleri veriyordu. Bu film de öyle, hayat dersi veriyor ama kendisinin o derse ihtiyacı var.