TARİH:  14 Temmuz 2012
GAZETE/DERGİ: Birgün

Olmak İstediğim Yer

Paolo Sorrentino’nun 2011’de Cannes’da Altın Palmiye için yarışan filmi nihayet vizyona girdi. Ama filmin gecikmesi, sadece bize özgü değil. ABD ve Birleşik Krallık’ta da görece geç vizyona girdi “Olmak İstediğim Yer” (OİY). Bunun nedeni filmin kimi yapısal sorunları. OİY’nin kahramanı Cheyenne (Sean Penn)adlı emekli bir rock şarkıcısı. İki hayranı intihar edince, suçluluk duygularıyla sahnelerden elini ayağını çekmiş olan Cheyenne yine de eskisi gibi makyaj yapmayı ve eskisi gibi giyinmeyi sürdürüyor (Cure’un solisti Robert Smith model alınmış). Ellili yaşlarına gelmiş bir adam için hüzün verici bir durum. Yetişkin olamamış bu adamın Jane (Frances McDormand) adında bir karısı var. İkili biraz MTV dizisindeki Osbourne’ları hatırlatıyorlar. Çiftin Dublin’deki hayatları ve ilişkileri filmin bir yere oturmayan ve yapısal sorun yaratan yanı. Bu sorunu çözmek için filmin Amerikan versiyonuna bir dış anlatıcı ses eklenmiş.

Film Cheyenne’in babasının sağlığı hakkında kötü haberi alıp ABD’ye göç etmesiyle yön değiştiriyor. Babasını kaybeden Cheyenne, onun davasını miras alıyor ve II. Dünya Savaşı sırasında babasına kötülüğü dokunmuş bir Nazi subayını aramaya başlıyor. Bu süreç, babasıyla iyi bir ilişki kuramamış ve hep çocuk kalmış Cheyenne’in babasının yerine geçerek büyümesini sağlıyor…

Filmin müziklerini benim en sevdiğim şarkıcı/besteci/aktör  Will Oldham (Bonnie Prince Billy adıyla da bilinir) David Byrne’le (eski Talking Heads) birlikte yapmış. Byrne’ün çok enteresan bir konser kaydı da var filmde. Film adını zaten bu kayıtta yer alan şarkıdan, “This Must Be the Place”den alıyor. OİY iyi müziği ve iyi oyunculuklarıyla seyredilmeye değer bir film. Ama dediğim gibi, yapısal sorunları da var.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com