TARİH:  6 Mart 2010
GAZETE/DERGİ: Birgün


Tim Burton, Lewis Carroll’un iki ünlü kitabı “Alice Harikalar Diyarı” ile “Aynanın İçinden”i yeni filmine temel almış. Fakat Alice kitaptakinden 10 yaş daha büyük filmde. Bu kez karşımızda 19 yaşında genç bir kız var (Mia Wasilowska). Alice, kendisine dayatılan kadın rolüne isyan halinde. Yetişkinlerin ve erkeklerin ona çizdiği ikincil role razı değil. Tam hoşlanmadığı bir adamdan, duymak istemediği bir nişan teklifi almak üzereyken, bir tavşanı izleyerek fantastik bir yolculuğa çıkıyor. Bu bir iç yolculuk tabii ki ve Alice bu yolculukta annesiyle hesaplaşıyor, kötü matriarkı etkisiz hale getiriyor (babası öldüğü için onunla hesaplaşmasına gerek yok). Alice yolculuğun sonunda annesine rest çekiyor.
Peki ya özgürleşen Alice neyi seçiyor? Annesinin değil de babasının dünyasını! Alice, merhum babası gibi uzak doğuyla ticaret yapan bir tüccara dönüşüyor. Meğer bütün sorun kadınlardaymış. Sanki Alice’in beğenmediği o kadın rolünün inşasında erkeklerin ve de kapitalist sistemin rolü yokmuş gibi.
Ve sanki babasının ticari faaliyetleri çok masum sonuçlara yol açacakmış gibi. Türk filmi olsaydı Altın Bamya’ya aday olabilirdi galiba “Alice Harikalar Diyarı”nda.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com