TARİH: 2 Aralık 2005
GAZETE/DERGİ: Birgün
Yaşlı yönetmen ve genç kız
‘Yay’ filmi açık denizdeki bir teknede yaşayan yaşlı bir adamla 6 yaşından beri baktığı genç bir kızın hikâyesini anlatıyor. Yaşlı adam 17 yaşına basacağı gün genç kızla evlenmeyi planlıyor
Orijinal Adı: Hwai Yönetmen: Kim Ki-duk Oyuncular: Seo Si jeok, Jeon Gook-hwan, Min-jeong Seo, Seong-hwang Jeon Türü: Romantik Dram Ülke: Kore
Kim Ki-Duk’un her seyrettiğim filmi bir öncekinden daha kötü oldu şimdiye kadar. ‘Yay’ da bu kurala uyuyor. Basit şeyleri manasız metafizik fantezilerle karmaşıklaştıran, kötü oyunculuklarla dolu ve kısa süresine rağmen çok sıkıcı bir film ‘Yay’. Ama Kim Ki-Duk’un ‘Boş Ev’i FIPRESCI tarafından yılın en iyi filmi seçildi ve yönetmen bu yıl Antalya’da Onur Ödülü aldı. Dolayısıyla filmini dikkate almak gerekiyor.
Açık denizdeki bir teknede yaşayan yaşlı bir adamla (Seo Si-Jeok) genç bir kızın (Han Yeo Reum) hikâyesini anlatıyor ‘Yay’. Yaşlı adam genç kızı 6 yaşındayken bulmuş, belki de kaçırmış. Bu çift 10 yıldan beri birlikte yaşıyor, yani kız artık 16’sında. 17’sine basacağı gün yaşlı adam kızla evlenecek, planı bu. Kız hiç karaya çıkmamış, daha doğrusu yaşlı adam onu bir anlamda gemiye hapsetmiş. Bu ikilinin hayatında bazı rutinler var: Yaşlı adam genç kızı her gün yıkıyor; yaşlı adamla genç kız teknelerine balık avlamaya gelenlerin falına bakıyorlar, balık avlamaya gelen sığ, yoz ve modern gençler (son derece karikatür tipler bunlar) kıza sarkıyorlar ve yaşlı adam tarafından ok marifetiyle püskürtülüyorlar; yaşlı adam geceleyin uyumadan önce genç kızın elini tutuyor, genç kız ve yaşlı adam ‘seven insan’ bakışlarıyla birbirlerine bakıyorlar, vs.
Nasıl fal baktıklarına gelince, Kim Ki- Duk’un herhalde dahiyane olduğunu düşündüğü bu buluşunu anlatmak lâzım. Teknenin yanından sarkıtılan bir salıncağa genç kız oturur ve salınmaya başlar. Bir sandala binen ihtiyar adam kızın arkasında, yani geminin yanındaki bir figüre nişan alır ve 3 ok atar. Oklar kızı yalayarak geçer ve hedefi vurur. Bu sırada kız ‘Kim Ki-Duk gülümsemesiyle’ salınmaktadır. [‘Kim Ki-Duk gülümsemesi’, Kim Ki Duk filmlerindeki kahramanların dayak yerken (Boş Ev), intihar ederken (Fedakar Kız) veya bu filmdeki gibi hayati tehlike içeren eylemler ifa ederken bedensel varlığına fazlaca değer veren biz fanilerden farklılıklarını vurgulamak için geliştirdikleri bir gülümseme biçimidir. Onlar ruhani boyuta geçebilen bir türdür, bedenin sınırlarına hapsolmazlar. Dolayısıyla hayati tehlike karşısında böyle sırıtırlar.] Sonra kız okları saplandıkları yerden çıkarıp, ne dediklerini okur ve bunu yaşlı adamın kulağına fısıldar. Yaşlı adam da geleceğini öğrenmek isteyen kişinin kulağına. Burada sanatçı ne demek istemiş açıkçası umurumda değil. Böyle aptalca bir hikâyenin simgeleyebileceği şeyin anlamlı olması imkânsız.
Hayat böyle sürüp gider ve genç kızın 17. yaş günü yaklaşırken rutini kıran bir gelişme olur. Tekneye balık avlamaya gelen melek yüzlü bir delikanlı genç kızın ilgisini çeker. Yaşlı adam oklarıyla püskürtemez bu sefer tehlikeyi. Epey direnir, tam kaybettiğini düşündüğümüz sırada genç kız ona geri döner. Geleneksel bir düğün yaparlar ve genç kız beyazlar içinde gerdek gecesine hazırlanır. Yaşlı adam kızın bekaretini bozmasına bozacaktır ama bir Kim Ki-Duk karakterine uygun bir şekilde: Önce kızın rüyasına girecek ve nihayetinde bir ok olarak gelip son noktayı koyacaktır. Artık kız delikanlıya bırakılabilir durumdadır. Filmin sonunda Kim Ki-Duk yine özlü bir söz söylemeyi ihmal etmez: Hayatta bir yay gibi olmak istemektedir, yani hem bir müzik enstrümanı hem de bir silah olabilen bir nesne.
Rutini kıran bir gelişme
Bütün hikaye aslında şundan ibaret: Yaşlı adam genç kızla yatmak istiyor. Çok doğal ama toplum bunu pek hoş görmüyor. Yaşlı adam bence Kim Ki-Duk’un ta kendisi, yani bencil ama sevdi mi yürekten seven, geleneklere bağlı ve gençliğe şüpheyle bakan bir şahsiyet.
Genç kızı canlandıran Han Yeo-Reum ise Kim Ki-Duk’un gerçek hayattaki sevgilisi. Bu ikilinin ilişkisini bu yıl Antalya Film Festivali’ne birlikte geldikleri için gözlemleme şansına sahip olduk. Kim Ki-Duk filmdeki yaşlı adam gibi Han Yeo-Rum’u kıskançlıkla kendisine ayırmıştı ve oklarla olmasa da bakışlarıyla genç oyuncunun yanına yaklaşanları uzaklaştırma misyonunu üstlenmişti. Çiftin ilişkilerini nasıl yaşayacağı kimseyi ilgilendirmez derdik ama ortada bir de bu film var. O zaman Kim Ki-Duk’a, duymaz ama olsun, naçizane fikrimizi söyleyelim: Aranızdaki yaş farkı o kadar önemli değil ama sendeki bu kıskançlıkla bu iş zor yürür arkadaş.
‘Yay’ Kim Ki-Duk’un 12. filmiydi. Umarız 13.sü bir kıskançlık cinayetini anlatmaz.