TARİH:  Eylül 2007
GAZETE/DERGİ: 
Birgün

Eskiden Avrupa’da imal edilmiş bir mala sahip olmanın havası başkaydı bu topraklarda. Sağlamlık ve kalite göstergesiydi ‘Made in Europe’ ibaresi. Sermaye, emeğin değerinin ucuz olduğu ülkelere kaydıktan sonra malın nerede yapıldığı değil, hangi markayı taşıdığı önem kazandı. Çünkü artık tüketim mallarının çoğu üçüncü dünyada üretiliyordu. Avrupa’dan aldığınız, Alman markası taşıyan bir spor ayakkabı pekala Türkiye’de üretilmiş olabilirdi.

‘Made in Europe’ bunun tersini yapıyor. Avrupa’da, (pek de olmayan) Türk sermayesi, (yeterince olan) Türkiyeli aklı ve emeğiyle yapılmış bir Türk filmiyle karşı karşıyayız. Avrupa’ya hem sermaye hem de emek ihraç etmiş durumdayız yani.

Film, böylece ‘Made in Europe’ ibaresiyle dalgasını da geçiyor çünkü yüksek prodüksiyon değerleri yerine son derece ucuza kotarılmış bir film var karşımızda. Bu durum bazen handikap olarak da çıkıyor karşımıza. Projeksiyon ne kadar sorumlu bilemeyiz ama filmde ciddi bir netlik sorunu var. Ayrıca seste de bazen çok ciddi sorunlarla karşılaşılıyor. Gürültülü, insanların birbirlerini duymakta güçlük çektiği bir kulüp ortamı canlandırılamıyor mesela.

 KARANLIK AMA İZLEMEYE DEĞER
Ama oyuncuların ve oyuncu yönetiminin başarısı, diyalogların inandırıcılığı bu eksikleri kapatıyor. ‘Made in Europe’ üç bölümden oluşuyor. Üç farklı Avrupa kentinde, Madrid, Paris ve Berlin’de Türk göçmen karakterlerin halini anlatıyor film. Göçmenler derken, erkek göçmenler diye de eklemek gerek. Çünkü kadınlar filmde çok az (ve pozitif) bir rol oynuyor. Erkeklerin durumu ise hiç parlak değil. Köksüzlük sanki zaten çok da sağlam olmayan psikolojilerini iyice çökertmiş. Birbirlerine tutunmaya çalışıyorlar ama bir yandan birbirleriyle de geçinemiyorlar. Kadınlarla ilişkileri içler acısı. Saldırgan bir açlık, yüzeysellik ve feodal değerler ilişkilerini belirliyor. Ne Avrupa’ya aitler, ne de kendi ülkelerine. Hamallık ve dönercilik dışında pek fazla iş seçenekleri yok. Yine de ekmek parası, zorunlu askerlik ve politik baskı onları geri dönmekten alıkoyuyor. Avrupalı ve Türk işverenlerin de işine geliyor, ucuza, sigortasız çalışan bu kaçak işçileri istihdam etmek. Bizimkiler de her fırsatta düzeni ‘aldatarak’, şark kurnazlığını devreye sokarak yollarını buluyor. Karanlık ama kesinlikle izlenmeye değer bir tablo çiziyor ‘Made in Europe’.

 Made in Europe Yönetmen: İnan Temelkuran Oyuncular: Teoman Kumbaracıbaşı, Yolanda Rincon, Murat Maker, Ruhi Sarı, Jose Luis Alcobendas Yapım Yılı: 2008

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com