Tarih: 15 Ekim 1994
Gazete/Dergi: Express

Evet, İMÇ Çok sayıda kaset piyasaya çıkarıyor. Fakat bu kasetlerin çoğu tanıtımsızlık kurbanı olup gidiyor. İşte böyle güme giden kimi ilginç kasetlerden bazıları:

THE SMITHS
Dolaylı Politika

Smiths’i ilk kez dinleyenlerin tepkisi genellikle ‘Bu rock değil yahu!’ biçiminde. Çünkü ilk dikkat çeken şey Morissey’in şarkı söyleme üslubunun rock dışı olması. Smiths’in genel sound’u 60’lı yılların başındaki pop gruplarını andırıyor. Johnny Marr’ın gitarından distorsiyon sesleri gelmiyor örneğin. ‘Best…I’ albümünün insanı kesinlikle sıkmayan kusursuz bir çalışma olduğu rahatlıkla söylenebilir. Morrissey, İngiltere’nin en iyi şarkı sözü yazarlarından sayılıyor. Kendisi bir edebiyat ve sinema tutkunu aynı zamanda. Smiths’deyken (yani daha solo kariyerine başlamadan önce) kırılgan, içine kapalı ama aynı zamanda öfkeli, cinsel açıdan belirsiz bir imajı vardı. Morrissey’in şarkı sözlerinin güzelliği sanki günlük bir konuşmadan alınmış gibi olmalarında ve içinde barındırdığı çelişkilerde ‘This Charming Man’de (Bu çekici adam) ‘Doğa benden bir erkek yaratacak mı?’ diye soruyor. Karamsarlık Morrissey’in belki de en tipik yanlarından biri. ‘How Soon Is Now?’da bir sevgili bulma umuduyla gidilen bardan yapayalnız geri dönüşü. ‘Hand in Glove’da biteceği bilinen ama yine de heyecanla yaşanan bir aşkı anlatıyor. The Smiths’in şarkılarında politika da var ama dolaylı olarak. ‘Shoplifters of the World, Unite’da dükkan farelerine birleşip, yönetimi devralma çağrısı yapıyor. ‘Panic’de ‘DJ’i asın, çaldığı şarkılar hayatıma dair hiçbir şey söylemiyor’ diyor.

Morrissey’in Smiths sonrası solo çalışmalarından ‘Viva Hate’, ‘Your Arsenal’ ve ‘Vauxhall and I’ da yayımlandı. Birincisini bulmak artık mümkün değil.

SISTERS OF MERCY
Bir kitsch duygusu ama…

Sisters of Mercy’nin Greatest Hits’i topluluğun Türkiye’de yayınlanan tek kaseti. 1984’te kurulan bu gothic-rocktopluluğunun adı Leonard Cohen’in bir şarkısından alınmış. Kasetin altbaşlığı ‘Hafif bir bombardman vakası’: A Slight Case of Overbombing. Ağır bir kaset gerçekten de Greatest Hits. Topluluğun beyni Andrew Eldritch hamasi ve abartılı bir üslupla söylüyor şarkılarını. ‘Temple of Love’da bir Conan filmi, ‘Detonation Boulevard’da ise bir Mad Max filmi atmosferi var. Şarkı sözlerinde zaman zaman ilginç dizelerle karşılaşılıyor ama bütününde Eldritch’in ne anlatmak istediğine vakıf olmak güç. Daha çok bir kitsch duygusu var sözlerde: ‘Aşk için mi yaşıyorsun? / Yol çok sarplaştığında aşkın dayanacak gücü bulabilecek mi?’ ya da ‘Aşk tapınağında / Gökgürültüsü gibi patla /Yağmur gibi ağla’… Şarkı sözlerine ve Eldritch’in vokal üslubuna ısınmak güç. Ama müzik açısından oldukça iyi. Hem rock dinleyip hem de dans edebileceğiniz bir müzik yapıyor Sisters of Mercy. Melodiler akılda kalıcı ve iyi işlenmiş. Her zaman bu nitelikte bir albümle karşılaşılmıyor.

PETER GABRIEL
Duvar çiçeği

Gabriel’in müzikal açıdan en önemli dönemi 1977-1982 arası. Yani kendi adını taşıyan ilk dört solo plağını yaptığı dönem. Bunlardan 3 ve 4 no’lular yayımlandı ama pek ilgi görmedi. 1982’den kalma bir albümün satmaması doğal. PG 4, ‘Rhythm of the heat’le açılıyor. Bu ve sonraki ‘San facinto’ yiten Kızılderili dünyasına bir ağıt. ‘Rhythm of the heat’te Peter Gabriel ‘ritm ruhumun sahibi’ derken, ruhunun da ağzından çıkıp gittiğini zannediyor insan. Şarkının finalindeki cinnet halindeki perküsyon solo tek kelimeyle mükemmel. ‘The Family and the Fishing Net’ Gabriel’in belki de bugüne kadar yazdığı en iyi şarkı. Aile kurumuna, evliliğe rock müzğin yaptığı en sert saldırı. ‘Wallflower’ ise işkencedeki siyasi tutukluya yazılmış eşsiz bir şarkı. ‘Wallflower’ şebboy demekmiş, ama doğrudan ‘duvarçiçeği’ diye çevirmek daha doğru olacak:

Duvardan duvara 6×6 / Pencereler örtülü / Hiç ışık sızmıyor./ Yerler nem içinde. / Sen yatağında terliyorsun. / Delirtmek istiyorlar seni / Savunma duvarlarını yıkmak için / Yalanlar söylüyorlar / Dışarı çıkarıyorlar seni / Işık gözlerini yakıyor / İfade odasına gidiyorsunuz / Şaşıracak bir şey yok / Temiz beyaz önlüklüler / Tuzaklı sorular soruyor /Gözleri Hipokrat yemini gibi görünmüyor / Nasıl davranman gerektiğini söylüyorlar. / Onların misafiri olarak / Direnmek istiyorsun / Elinden geleni yapıyorsun / Sınırlarını zorluyorlar / Ötesine götürüyorlar / Bütün yaptıklarına karşı / Yapabileceğin bir şey yok / Dayan / Kaybolsan bile / Unutulmayacaksın / Ve ben yapabileceğim her şeyi yapacağıma / Söz veriyorum sana…

Ekleyecek fazla bir şey yok. ‘Wallflower 1982’de de günceldi, bugün de.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com