TARİH: 14 Şubat 2009
GAZETE/DERGİ: Birgün
Bütünüyle şüphedeyiz
“Şüphe etmek iyidir” diyor, ‘Şüphe’ filmi bize. Doğrudur, yanılabileceğini her zaman hesaba katmada yarar vardır. Ama film gerçeğin ne olduğu konusunda izleyicisini şüphede bıraktığı için, savını da güçlü bir biçimde iletebilmiş olmuyor. Çelişkili gözükse de fazla şüphe izleyici usandırıyor, bir yerden sonra bazı şeyler konusunda kesin bir fikir sahibi olmak gerekiyor.
Bilindiği gibi Katolik Kilisesi iki yüzlü, gerici bir kurumdur. Eşcinsel haklarından, kadın haklarına, kürtaja yönelik hep gerici tavırlar almış; kendi bünyesindeki din insanlarına cinsel ilişkiyi yasaklayarak pedofili skandallarının yaşanmasına zemin oluşturmuştur. Almodovar ‘Kötü Eğitim’ adlı filmiyle Katolik Kilisesi’ne hak ettiği saldırıyı gerçekleştirmişti. Tabii ki her papaz pedofil değil, kilise de tümüyle kötü bir yer değildir.
‘Şüphe’ temelde iki din insanının arasındaki mücadeleyi konu alıyor. Bir yanda yenilikçi, özgürlükçü rahip Flynn, diğer yanda sert, disiplinci, tavizsiz, yobaz rahibe Aloysius var. Ortada ise genç bir rahibe ve zenci bir yeniyetme oğlan duruyor. Genç rahibe yeniyetme zenci oğlanı istismar ettiğini düşünüyor Flynn’in. Oysa Flynn okulun ilk zenci öğrencisinin (yıl 1964) özel ilgiye muhtaç olduğunu iddia ediyor. Aloysius elinde kanıt olmamasına karşın Flynn’in canına okumak için elinden geleni ardına koymuyor çünkü iki insanın eğitim anlayışları taban tabana zıt.
Peki seyirci ne öğreniyor? Flynn gerçekten bir pedofil mi? Aloysius çocuğu kurtardı mı yoksa ona zarar mı verdi? Bilemiyoruz. Bilemediğimiz için de film uçup gidiyor zihnimizden. Kilise ise sadece hangi yöntemin daha iyi olduğu konusunda anlaşamayan iyi insanların mekânı gibi duruyor. ‘Şüphe’ iyi oynanmış, iyi çekilmiş ama nihayetinde boş bir film. Üstelik, “kimi durumlarda pedofiliye göz yumulmalıdır” der gibi de yapıyor ki çok sakat, çok…