TARİH:  26 Mayıs 2006

GAZETE/DERGİ: Birgün

Yaşamak ya da yaşamamak 

Bu hafta gösterime giren filmler arasında en ‘özel olanı, ‘Sil Baştan’. Film Kate Winslet’ten üstün bir performans vaat ederken, kurgusuyla yılın en iyi filmi olmayı hak ediyor. Hatta iki kere bile izlense, yeridir. 

Orijinal Adı: Eternal Sunshine of the Spotless Mind Yönetmen: Michel Gondry Oyuncular: Jim Carrey, Kate Winslet, Kirsten Dunst, Gerry Robert Byrne Türü: Romantik-Komedi-Dram Ülke: ABD 

Bugün çok özel bir film gösterime giriyor: “Sil Baştan”. O kadar özel ki 2004 yapımı filmin gösterime gireceğinden umudunu kesen Altyazı dergisi Eylül 2005 tarihli sayısında filmi kapak yapmış ve film hakkında bir dosya yayımlamıştı. Gösterime girmeyen bir film de sanırım böylece ilk kez (en azından yakın tarihimizde) aylık sinema dergilerimizde kapak oldu. 

“Sil Baştan”ın SİYAD’ın bu yılki en iyi yabancı film listesinde de başa oynayacağını ve muhtemelen en iyi film seçileceğini söylemek de çok büyük bir kehanet olmaz gibi geliyor bana. Ama orta ve daha yaşlı kuşak, filmden genç kuşak sinemaseverlerin etkilendiği kadar etkilenmeyecek sanırım. Filmin kurgusunu karmaşık, filmin merkezindeki aşk ilişkisini ise yeterince işlenmemiş bulacaklar büyük ihtimalle. 

Karmaşık ama cazip kurgu 

‘Sil Baştan’ gerçekten de son derece karmaşık bir kurguya sahip. Filmi en az iki kere izlemek neredeyse şart. Bir izlemede de film elbette kavranılıyor ama birçok ayrıntı da gözden kaçıyor ya da tam anlamıyla yerine oturamayabiliyor. Filmin kurgusunun sürprizlerini açık etmeden anlatmak da neredeyse imkansız. Bu nedenle filmi ‘lekesiz, pırıl pırıl bir zihinle’ yani filmin İngilizce adındaki gibi ‘spotless mind’la seyretmek istiyorsanız bu eleştiriyi okumayı da sonraya bırakın. 

Filmin başladığı nokta her şeyin başladığı nokta gibidir. Adam yani Joel Barish (Jim Carrey) keyifsiz bir güne uyanır, arabasına çarpan komşusuna kızar ve işe gitmekten son anda vazgeçip, kendisini sahil kasabası Montauk’a giden trene atar. Orada kıza yani Clementine Kruczynski’ye (Kate Winslet) rastlar (“My Darling Clementine” adlı folk şarkısı “gitmiş ve sonsuza dek yok olmuş” bir kızdan söz eder). Kız düşünmeden davranma (psikolojik tanımıyla dürtüsel davranış) eğilimi içindeyken, erkek içe kapanık ve çekingendir. Sevgililer Günü’nde tanışan çift aynı gün içinde sevgili olurlar. Ve belki de sinema tarihine geçecek güzellikte bir an yaşarlar: Donmuş bir gölün üzerinde sırtüstü, yanyana yattıklarında o anı dondurmayı isterler. Filmin senaristi Charlie Kaufman’ın hiçbir şeyi rast gele yapmadığının kanıtlarından biri! 

Ama her ilişki gibi başta diğerinin çekici gelen özellikleri, sonradan itici gelmeye başlar kahramanlarımıza. Joel, Clementine’ı işyerinde ziyarete gittiğinde onun kendisini tanımadığını görür bir gün. Ve tesadüfen Clementine’in kendisiyle ilgili hatıralarını sildirttiğini öğrenir. Ve o da bu işlemi yapan aynı şirkete gider. Lacuna k (boşluk anlamına geliyor) adlı bu şirketi yine Polonya kökenli bir adı olan (tesadüf olmamalı) Doktor Mierzwi – ak (Tom Wilkinson) yönetmektedir. 

Ve Joel de Clementine’ı zihninden sildirtmek ister. Ama işlem başladığında Joel, Clementine’la yaşadığı hatıraların çok değerli olduğunu fark edecek ve işlemi engellemeye çalışacaktır. Joel’in zihninde işlemi engellemeye çalışması ve hatıralarını korumaya çalışmasını, yine Joel’in zihninin içinden izlerken bir yandan da işlemi yapan şirket çalışanlarının ilişkilerine tanık oluruz. 

Sekreter Mary Svevo (Kirsten Dunst; Svevo adı da yazar Italo Svevo’ya bir gönderme olsa gerek) bir yandan tekniker Stan’le (Mark Ruffalo) flört ederken aslında Dr. Mierzwiak’a umutsuzca aşıktır.

Diğer tekniker Patrick (Elijah Wood) ise işi yarıda bırakıp kız arkadaşı Clementine’la! buluşmaya gider.

Ve Joel’in nafile çabalarına rağmen işlem bittikten yani Clementine Joel’in zihninden 

Yüreğinize dokunan bir film 

Kaufman’ın senaryoları bugüne kadar bana fazlasıyla akıllı ama nihayetinde kalıcı iz bırakmayan türden gelmişti. ‘Sil Baştan’ insanın yüreğine dokunmayı başaran bir film olarak bu izlenimi değiştiriyor.

Ve deneyimlerimizin bizi biz yapan şeyler olduğunu, ilişkilerimizin acı tadlar bıraksa da

yaşanmaya değer olduklarını söyleyerek karamsar tonuna rağmen hayatı olumluyor. 

Filmin bütün oyuncuları çok başarılı ama Kate Winsler’in performansı son yıllarda gördüğümüz belki de en iyi oyunculuk Peki bu film neden çok sevilmeyeebilir. Bunun başlıca nedeni Joel’le Clementine’ın ilişkisinin filmin ilk bölümündeki yoğunluğunun sonradan azalması ve konu başlıkları halinde verilmesi olacak bence. 

Bütün ilginçliklerine rağmen yan karakterlerin hikayeleri asıl hikayenin etkileyiciliği üzerinde olumsuz bir etki yapıyor. Onları seyrederken de keyif alıyoruz ama kendi adıma Joel’le Clementine’ı daha da yakından tanımayı ve izlemeyi tercih ederdim. 

Yine de başta söylediğimizi yineleyelim: “Sil Baştan” çok değişik ve özel bir film. Kesinlikle yılın en iyilerinden. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com