TARİH:  16 Haziran 2006

GAZETE/DERGİ: Birgün

Bu şehir adamı döver 

Orijinal Adı: Man About Town Yönetmen: Mike Binder Oyuncular: Ben Affleck, Rebecca Romjin, Mike Binder ve Gina Gershon Türü: Komedi – Drama Ülke: ABD 

Şehrin Adamı filminin orijinal adı “man about town” playboy, zampara, zevk düşkünü vb. anlamlara geliyormuş. Fakat şehrin adamı ne kadar manasızsa, zampara da bu film için o kadar manasız duruyor. Filmin kahramanı hayattan keyif almayı bilmeyen, hırslı ve cinsel açıdan da gayet mazbut yaşayan bir Hollywood menajeri olan Jack Giamoro (Benn Affleck). Jack’in bu tanımlara uyan tek yanı sadece kendini ve kariyerini düşünen bir egoist olması. “Şehrin Adamı” tutarlı bir ton tutturamamış bir film. Saçma sapan bir komediyle ağır bir dram arasında salınıyor. 

Filmin en iyi yanı belki de “erkek” olmanın travmalarıyla kariyerist, rekabetçi ve nihayetinde kapitalist düzene uygun bir birey olmaya giden yol arasında kurduğu bağ. Jack, kendine erkekliğini kanıtlamak için başarı peşinde koşarken, bir yandan kendisine en yakın olan insanı yani karısını kendisine yabancılaştırıyor bir yandan da kendi kendisine yabancılaşıyor. Onunla böyle bir kriz anında tanışıyoruz. Bir grup terapisine katılıyor ve ilk karşılaştığı soru “Sen kimsin?” oluyor. Jack’in ne buna ne de karısının kim olduğuna dair bir cevabı var. Jack’in karısı Nina’yı (Rebecca Romijn) tanımlamak için günlüğüne yazabildiği tek sıfat “iyi yüzücüdür” oluyor başlangıçta. Nina’nın kendisini aldattığını öğrenmesi Jack’i daha da sert bir adam haline getiriyor. 

Ama terapisi sırasında kendisi üzerine düşünürken ilkgençlik yıllarına dönüyor ve tombul bir çocukken, kendisinden çok daha çekici olan erkek kardeşine aşık olduğu kızı kaptırışını hatırlıyor. Babasının ilgisizligini de buna eklersek, Jack’in hayatı bir erkekliğini kanıtlama uğraşı olarak rayına oturuyor. Ama tabii sırf bu çocukluk travmaları yok hayatta. Düzenin de bu tip insanı ödüllendirmesi söz konusu. Başarı, başkalarının sırtına basarak yükselmekten geçiyor ve Jack de sadece bunu yapmak istiyor ve iyi de beceriyor. 

Bir yarısı dram, bir yarısı komedi gibi 

Ta ki başarılı iş ve aile adamı tablosunun karısının kendisini aldatmasıyla parçalanmasına dek. Bir de psikoterapisinin parçası olarak tuttuğu günlüğü, kendisinden yüz bulamadığı için intikam ateşiyle tutuşan başarısız senarist Barbi Ling (Bai Ling) tadrafınan çalınınca Jack’in hayatı iyice rayından çıkıyor. Bütün bu yazdıklarımdan filmin ağır bir dram olduğu sonucu çıkabilir ama “Şehrin Adamı” aynı zamanda bir komedi. Ve “Temel içgüdü”nün meşhur sorgulama sahnesinin yeniden canlandırıldığı hakikaten komik sahneleri de var. 

Monthy Pyton ekibinden John Cleese, canlandırdığı terapist tiplemesinde filmin komediyle dram arasındaki tonunu en kusursuz biçimde yakalıyor. Ama sonuçta “Şehrin Adamı” fazla derinlere inmeye niyetli bir film değil. 

Jack’in dünyalığını doğrulttuktan sonra, yarıştan el etek çekmesi herkes için ulaşılabilecek bir çözüm değil. “Şehrin Adamı” da sudan bir çözümle yetinip finalinde karı-kocayı akvaryumun içinde göstererek misyonunu tamamlıyor ve suya sabuna dokunsa da sonuçta sabun köpüğü gibi uçucu olmaktan kurtulamıyor. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com