TARİH: 22 Ağustos 2015
GAZETE/DERGİ: Birgün
David Gordon Green, yine filmdeki bir karakterin ismini verdiği ilk filmi “George Washington”la yeni Terence Mallick olarak selamlanmıştı. Green, bir Mallick olamasa da son yıllarda hemen her filmiyle büyük festivallerden birinde boy gösteriyor. Hatta “Prince Avalanche” (2013) filmiyle Berlinale’de en iyi yönetmen ödülü almışlığı da var. “Manglehorn”da Venedik’te yarıştı, ödül alamadı.
“Manglehorn” filmin başkarakteri olan ve Al Pacino’nun canlandırdığı anahtarcının adı. Bu yaşlı ve asosyal adamın bir zamanlar Clara adında bir sevgilisi varmış. Manglehorn, yıllardır bu kadına aşk mektupları yazarmış ama mektupları iade edilirmiş. Manglehorn her nedense zamanında Clara’ya sahip çıkamamış; Clara yerine sevmediği bir kadınla evlenmiş, o kadın da ölmüş, geriye Manglehorn’dan da sevimsiz bir finansçı (yani üçkağıtçı) oğlan kalmış geriye.
Bir de banka kasiyeri Dawn (Holly Hunter) var. Bu kadın, çok anlaşılır bir nedeni olmadan Manglehorn’dan hoşlanır ama Manglehorn hayal kırıklıkları içinde yaşamayı, şimdi ve burada olmaya tercih etmektedir. Ama her kilidin bir anahtarı da vardır, dır, dır, dır…
Green, yine Mallickyen bir şekilde dış ses kullanmış ve güneşe karşı çekimler yapmış. Pacino ve Hunter ellerinden geleni yapmışlar. Ama ne karakterler ne de hikâye ilginç. İkna edici de değil. Bu günkü “İnsanlıktan Uzakta” yazımda, iyilikten söz eden sanat filmi azlığından söz etmiştim. Bu film de iyilikten söz ediyor ama olmamış işte.
Tuhaf bir vaka: “Manglehorn”un basın gösterimi 17 Ağustos’ta yapıldı. Ve filmde hiçbir yere bağlanmayan bir deprem sahnesi vardı. Yani olmasa da olacak bir sahne. Hayat, ne kadar garip tesadüflerle dolu.