TARİH:  12 Aralık 2015
GAZETE/DERGİ: Birgün

Yeni “Macbeth”, Michael Fassbender’in iyi oyununa rağmen başarılı bir uyarlama değil. Shakespeare’in ünlü oyununda bir savaş beyi olan Macbeth, kahramanlıkları karşısında kral tarafından taltif edilir. Bu ani yükseliş, Macbeth’in eşinin iktidar hırsını daha da kamçılar. Kral, gece Macbeth’lerin ocağına kalmaya geldiğinde, kadın kocasını, kralı öldürmeye dair ikna eder. Macbeth kral olur olmasına ama suçluluk duyguları karı kocanın peşini bırakmaz. Artık bir kâbusta yaşamaya başlarlar. Kâhinler ne dediyse olacaktır ve kâhinler iyi şeylerden haber vermemişlerdir.

Yeni Macbeth doğrusu sadece savaş sahneleriyle eski yorumların önüne geçebilir. Bir tek o sahnelerde geçmişte görmediğimiz bir şiddet var. Ama bu şiddetin estetize edildiği de rahatlıkla söylenebilir. Bunun dışında kahramanlarının paranoyasına, suçluluk duygularına, ödipal karmaşalarına yönelik filmin yeni bir şey eklemediğini söyleyebilirim. Çocuksuzluk kadınları nasıl da kötü etkileyebiliyor! Kafkas Tebeşir Dairesi’nden geçen haftaki Pitt/Jolie ortak ürünü “Hayatın Kıyısında”ya ve oradan Macbeth’e uzanan ortak bir temadan söz etmek mümkün. Bu anlatıların tümünde de çocuksuz bir kadın hasette sınır tanımıyor.

Anneliği kadın olmanın önşartı olarak gören ataerkil kültür kuşkusuz bu tür davranışlarda önemli bir sebep ama muhtemelen Freudyen başka mekanizmalar da iş başındadır diye düşünüyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com