TARİH:  4 Şubat 2017
GAZETE/DERGİ:
Birgün

Şimdi bu film tüm dünyada yasaklansa insanlık bir şey kaybetmeyeceği gibi, aksine kazançlı çıkar. Bu film alenen nefret söyleminden ibaret; ırkçılık derecesinde Rus düşmanı, tabii bunun içinde komünizm düşmanlığı da var. Sovyetler Birliği çökeli çok oldu, Rusya’da iyi-kötü bir sosyalizm değil vahşi kapitalizm var artık. Ama Hollywood için Rusya hala “kızıl” yani gomonist! Filmin kahramanı ve filme adını veren Rus ajanı Dominika Egorova’nın (Jennifer Lawrence) komünistlikle uzaktan yakın alakası yok, hatta o Rusya’yı satan bir vatan haini ama sıfatı hala kızıl yani komünist! Ne alaka derseniz, kel alaka!

Konu kısaca şöyle: Prima ballerina Dominika Egorova, hasta annesiyle yaşayan masum bir genç kadındır. Derken, “I, Tonya”nın Tonya Harding’inin Nancy Kerrigan’a yaptığı gibi, Sonya adlı bir rakibesi tarafından bacağı kırdırılır. Putin’e benzeyen Vanya amcası (Matthias Schoenaerts) çıkagelir ve Dominika’ya eğer ajan olursa hayatının kurtulacağını, annesinin de iyi bakım görebileceğini söyler. Aksi taktirde yoksulluk dışında bir seçeneği yoktur Dominika’nın çünkü her nedense Rusya’da herşeyi devlet kontrol etmektedir. Ha, pardon, bunlar Rustu yani komünistti, orda da herşeyi devlet kontrol eder, ondan olsa gerek.

Ajan olmak, bir tür kendini satmaktır o kadar. Charlotte Rampling’in utanmadan oynadığı müdirenin denetiminde genç kızlar, herkesin karşısında seks yapmaya zorlanırlar mütemadiyen. Ajanlık eğitimi budur! Ama Dominika, buradan namusuyla mezun olur. O esnada Amerika için çalışan bir Rus köstebeğinin kimliği açığa çıkarılmaya çalışılmaktadır. Nate Nash adlı (Joel Edgerton) CIA ajanı bu köstebeği korumaya çalışırken yolu Dominika’yla kesişecek ve tabii ki hepsi çirkin olan Rus erkekleri karşısında avantajlı konumundan faydalanacaktır.

Son yıllarda hep izlediğimiz üzere, CIA ajanı yine kurtarıcı rolündedir yani. Tıpkı vizyondaki Black Panther’de ya da Dünyanın Bütün Parası’nda (bu filmdeki emekli bir ajan) olduğu gibi. CIA’nin geliştirdiği, yüksek volümle heavy metal dinletme tarzı işkenceler artık Rusların yöntemidir. CIA sadece iyilik yapar. İyi ve asil Rus, vatanına ihanet edip, Amerika’yla işbirliği yapan Rustur filme göre.

1950’lerdeki Soğuk Savaş dönemi Amerikasına geri dönmüşüz demek. Yakında McCarthy dönemine benzer bir cadı avı da başlarsa şaşırmamalı. Filmi yöneten Francis Lawrence (Açlık Oyunları vs.) memur bir stüdyo yönetmeni, tamam anladık. Filmin dayandığı kitabın yazarı da eski bir CIA ajanı, onu da anladık. Peki Jeremy Irons ve Charlotte Rampling gibi arkalarında bir tarih yatan oyuncuların bu kepazelikte işi ne? Jennifer Lawrence, Matthias Schoenaerts, Joel Edgerton filan efsane olmuş isimler değiller diyelim ama bu büyük isimler nasıl utanmıyorlar? Açlıktan nefesleri mi kokmuş? Nedir yani? Ben hepsi adına utandım. Frances McDormand Altın Küre ödül töreninde, #metoo yani tacizi ifşa etme hareketine gönderme yaparak, Hollywood’un güç yapılanmasında bir deprem olduğundan söz etmişti. O kadar saçma ve komik ki bu sözler. Bırakın depremi, Hollywood hiç olmadığı kadar sistemin hizmetinde: Ataerkil, muhafazakâr, antikomünist ve göz boyamacı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com