TARİH: 7 Kasım 2009
GAZETE/DERGİ: Birgün
Bir hayal kırıklığı
‘Kıskanmak’, insanın temel duygularından biri. Neden seviniyoruz, neden öfkeleniyoruz, neden korkuyoruz sorularının, daha doğrusu neden duygulara sahip yaratıklarız sorusunun bir cevabı herhalde yok. Hayvanların da duyguları var, kim bilir belki bitkilerin bile… Ama haset galiba insana özgü bir duygu. Kimseden, “duygular neden var?” gibi cevabı olmayan bir soruyla uğraşmasını beklemiyorum. Ama kimi insanda hasedin neden belirleyici duygu olduğunu, kiminde olmadığını anlamak isterim. Resmin bütününü göremesek de ve buna imkân olmasa da, anlamak çabası önemli. ‘Kıskanmak’ işte bunu yapmıyor. Seniha’nın çirkinliği tek neden gibi duruyor. Fiziksel yetersizlik kişide, güzel olana yönelik bir kıskançlık doğurur, bu anlaşılır bir şey. Ama nasıl her çirkin insan intikam planlarının esiri olmazsa, her güzel insan da haset duygusundan muaf değildir. Hatta insanın çok daha akıldışı, irrasyonel bir yaratık olduğunu söylemek de mümkün. Daha varlıklı olduğu, daha fazla ilgi görmüş olduğu halde, kendini kardeşinden daha yoksul, daha az ilgiye mazhar olmuş hisseden kişi sayısı az değildir. Hem sonra mahrum olanların kötülüğünden çok, imkân sahibi olanların kötülüğüne daha fazla maruz kalmıyor muyuz? Nüzhet bunun bir örneği olarak var zaten filmde,. İnsan bundan çok, çok daha karmaşık bir varlık ya da ‘mahluk’. Psikoloji biliminin söylediği çok daha fazla ve anlamlı şey var insan hakkında ve bunlar Demirkubuz’un söylediği gibi kişiyi topluma uyumlu hale getirme çabaları olarak küçümsenip kenara atılacak şeyler değiller (öyle çabaların da varlığını yadsımıyorum). Kısacası ‘Kıskanmak’, kahramanı Seniha’nın nihayetinde kendi hayatını da daha yoksun ve yoksul bir hale getiren eylemlerine ışık tutamamış, onları anlama konusunda seyircisinin ufkunu açan ipuçları vermekten, sezgi düzeyinde de olsa yeni bir şeylere işaret etmekten yoksun kalmış bir film. Bir de Demirkubuz filmlerinden alışık olduğumuz, insanın iliğine işleyen oyunculuk performansları bu filmde yok. Ama elbette bir Demirkubuz filmi görülmeye değerdir. Baştaki balo sahnesinde, ortamın sakilliğini yansıtmasındaki başarısı ve romanı okuma isteği uyandırması bile filmi görmek için yeterli sebep.