TARİH:  11 Ekim 2008
GAZETE/DERGİ: 
Birgün

Yeşilçay’ın sayesinde çok parlak anlar içeren ama bütünlüksüz bir film olan ‘Vicdan’a yine de ilgisiz kalmayın derim. Ama Erden Kıral bazı ezberlerine keşke sadık kalsaydı ve başkalarını taklit etmeseydi dememek de mümkün değil…

 

Bu sabah (size göre dün) önce Uğur Vardan’ın Radikal’deki yazısını okudum, ardından ‘Vicdan’ hakkında bu yazıyı yazmaya başladım. Uğur zaten yazmış ne gerekiyorsa, ne gerek var bir daha yazmaya şeklinde bir his var içimde. Bazen yazmak böyle gereksiz gelebiliyor insana. Şimdi size gidin o yazıyı okuyun desem de olmaz.

Evet, Erden Kıral eski kuşak yönetmenlerden beklenmeyen bir işe soyunmuş. Bir defa etkilenmeye açık olduğunu göstermiş ki bu olumlu bir şey. Her şeyi ben bilirimci bir tavırda olmamak, öğrenmeye açık olmak önemli bir erdem. Ama ‘Vicdan’ adından başlayarak Zeki Demirkubuz’un ‘Kader’ini hatırlatıyor. Otobüste uyanma sahnesi gibi neredeyse birebir tekrarlanan planlar da var. Ama sadece onu da hatırlatmıyor. Aklımıza o kadar çok film geldi ki saymakla bitmez: ‘Carrie’,  ‘Thelma ve Louis’, ‘İki Genç Kız’, ‘Dul Bir Kadın’. Bu kadar çok şeyi hatırlatan bir filmin bir üslup bütünlüğü olmadığını söylemeye gerek yok.

Filmin bir mekân duygusu da yok. Olayların geçtiği yer bazen Kapadokya’da bir köy, bazen bir metropol, bazen bir kasaba, bazen bir varoş gibi gözüküyor. Büyük şehirlerimizin bütün bunları içinde barındırdığı söylenebilir ama kazın ayağı pek öyle değil. Güzel görüntü veren mekânlar eklektik bir şekilde bir araya getirilmiş gibi bir duygu veriyor film.

Karakterler için de aynı bütünlüksüzlükten söz etmek mümkün. En başta da Murat Han’ın canlandırdığı hiçbir yere oturmayan Mahmut karakteri var. Rambo kılıklı bir işçi olarak başladığı filmi, bir kabadayı olarak bitiriyor. Mahmut’un aşkı Aydanur (Nurgül Yeşilçay) fabrika işçisi, kasiyer, konsomatris, tesettürlü ev kadını, yeniden konsomatris gibi aşamalardan geçerken bile daha inandırıcı. Mahmut’un sevmeden evlendiği Songül (Tülin Özen) mazbut bir ev kadını-işçiden lezbiyen eğilimleri olan bir vampa aniden geçiveriyor.

 

MÜZİK KULLANIMI BİR FELAKET

Film bu üç karakterin aşkı çevresinde şekillenirken filme hiç katkısı olmayan, başladığı gibi biten yan öykücükler var. Kolunu makineye kaptırmış işçiyle karısının trajik öyküsü gibi. Filmden bu öykü çıksa hiçbir şey eksilmez. Ama filmde daha ayrıntılı anlatılması gereken o kadar çok şey var ki bir yandan da…  

Müzik kullanımı da bir felaket. Bir düğün sahnesinde çalınan müzik o kadar o ortamla alakasız ki o kadar olur. Nerede duyulmuş bir düğün orkestrasının voodoo ayininde çalar gibi çaldığı? İnsaf.

Yine de filmden çıktığımda NTV kameralarına konuşurken filmin bütünüyle bir başarısızlık olmadığını düşünüyordum, şimdi de öyle düşünüyorum. Bir defa Nurgül Yeşilçay bazen, yani senaryo izin verdiğince o kadar iyi oynuyor ki! Bir sahnede omzunu şöyle bir sallayıp ardından başını öyle bir çeviriyor ki 10 filme bedel bir plan görmüş olmanın hazzıyla eriyorsunuz.

Yeşilçay’a devrimci kız rolleri vermeyin sayın yönetmenler! Tabii tanımadığınız insanların öykülerini kimseye oynatmaya kalkmayın, o ayrı. Tülin Özen de parlamasa da düzeyli bir oyunculuk sergiliyor film boyunca. Murat Han’ın canlandırdığı Rambo-proleter-lümpen proleter Mahmut için ise yapılacak bir şey yok doğrusu. Kim oynarsa oynasın o rolden bir şey çıkmaz.

 

YİNE DE İLGİSİZ KALMAYIN DERİM

Özellikle Yeşilçay’ın sayesinde çok parlak anlar içeren ama bütünlüksüz bir film olan ‘Vicdan’a ben yine de ilgisiz kalmayın derim. Aksini söylemek vicdansızlık olur. Ama Erden Kıral bazı ezberlerine keşke sadık kalsaydı ve başkalarını taklit etmeseydi dememek de mümkün değil.

(*) Erden Kıral’ın ‘Vicdan’ı çekmeden önce söylediği rivayet edilen bir söz.

 

Vicdan

Erden Kıral Oyuncular: Nurgül Yeşilçay, Murat Han, Tülin Özen, Nazan Kesal, Rıza Sönmez, Nihan Okutucu, Murat Gürvardar, Şener Köklükaya, Atilla Akarsu, Emine Sivri

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com