TARİH: 7 Haziran 2014
GAZETE/DERGİ: Birgün
‘Kardeşim için’ sahtekar bir film. Her şey sahte, her şey yalan filmde. Zanaatkâr işi, sanatçı işi değil…
Aman da pek havalı, pek güzel görünen bir film ‘Kardeşim için’. Hani 1978’de Oscarları silip süpüren Avcı (Deer Hunter) vardı ya, onun yenilenmiş, günümüze uyarlanmış versiyonu olma iddiasında “Kİ.”. Bu iddiasını da hiç saklamıyor, apaçık göndermeler yapıyor Avcı’ya. Avcı ne anlatıyordu? Halis muhlis Amerikalı’nın, Vietnam’da ne acılar çektiğini, sapık Vietnamlılardan ne işkenceler gördüğünü filan. Kahramanları bir çelik fabrikasının etrafında kurulmuş küçük şehirli emekçilerdi. Çalıştıkları fabrikada savaş sanayisinin temel malzemesi olan çeliği üreten bu işçiler, müthiş çalışma etikleri, alçak gönüllükleri ve tabii ki kahramanlıklarıyla kalbimizi fethetmişlerdi.
GÜZEL AMERIKALI!
Tıpkısının aynısı olmasa da Avcı’nın çok çok benzeri bir dünya kuruyor “Kardeşim için”. Filmin kahramanı Russel Baze (Christian Bale) işçi bir babanın, işçi oğlu. Russel, Avcı’daki Robert de Niro’nun soyundan. Yani mükemmel bir oğul, mükemmel bir kardeş, çok iyi bir sevgili (ama yine de, ah, yine de…), çok iyi bir emekçi, merhametli bir avcı (geyikle göz göze gelirse öldürmemek gibi bir ilkesi var galiba ya da belki etrafta kamera varsa kurşunu sıkmıyor hayvana). Güzel Amerikalı Russel. Sade, mert, çalışkan, dürüst, erkek! Politikaya kafası basmıyor olabilir; sömürü, kapitalizm falan gibi mevhumlar da ona yabancı olabilir. Bu onun güzelliğine halel getirmez. Çalışmanın, emeğin yüceliğine olan sağlam inancı onu ayakta tutar. Ama dünya kötü be abi! Orada Irak diye bir yer var, çocukların kafalarının kesildiği, kesik ayaklardan oluşan yığınların görüldüğü yerler var. Kahrolası kader Russel’in kardeşini Irak’ta savaştırır. Savaş travmatize eder. Kötüdür. Buna kimse itiraz edemez. Savaş gazileri acı çeker. Ama daha derin bir sorgulama işimize gelmez. Irak’ta ne işimiz vardı sorusu sorulmaz.
KÖTÜLERE KARŞI
Orada (Irak’ta) kötüler olduğu gibi burada (ABD) da kötüler vardır. Dağ Amerikalıları, karda yürürken ne ses çıkarır filmde söylenmiyor ama onlar kötüdür. Aile filan bilmezler, aile içinde çiftleşirler (“inbred” denir onlara). Devlet giremez bu dağ kasabalarına. Amerikan devletinin tunç eli yok ki, balyoz gibi insin. İşte bu veledi zinalar, Russel’ın kardeşine bulaşırlar. Russel da haliyle silahını kuşanır, Amerika’nın o güzel geleneği gereğince kendi hukukunu kendi uygular. Polis, asker, işçi aralarındaki sürtüşmelere karşın bir bütündür, kötülere karşı. Geberesice kötüler geberince üzülünür mü, üzülünmez. Yaşasın faşizm, yaşasın yargısız infaz. Mahpusluk olmayaydı. (Şimdi elbette bazıları çıkıp, “C. C. ‘yaşasın faşizm’ dedi, biz onun faşist olduğunu biliyorduk zaten” diyecektir. İroniyi öğrenmek zaman alıyor, katlanacağız).
“Kardeşim İçin’ sahtekâr bir film. Her şey sahte, her şey yalan filmde. Zanaatkâr işi, sanatçı işi değil.