TARİH:  7 Mayıs 2011
GAZETE/DERGİ: Birgün

Rıza Kıraç, Küçük Günahlar’da birçok sorunu halletmiş olarak işe başlamış. Oyuncu yönetimi, sahneleme, kurgu başarılı. Ancak ilk filminde çok şey anlatmaya çalışma sendromuna yenik düşmüş…

 KÜÇÜK GÜNAHLAR

Rıza Kıraç sinema yazarı, romancı ve belgeselci olarak zaten uzun süredir tanınan bir isimdi. Küçük Günahlar ilk uzun metraj filmi ve umarız verimli yeni bir kariyerin de başlangıcı olur. Kıraç ilk filminde birçok sorunu halletmiş olarak işe başlamış. Oyuncu yönetimi, sahneleme, kurgu başarılı. Genç oyuncular Esra Ruşan ve Berke Üzrek özellikle iyiler. Fakat filmin sorunu karakterlerinde ve onların birbirleriyle ilişkilerinde. ‘Küçük Günahlar’da birkaç filme yetecek malzeme var. Bu kadar çok malzeme sonuçta ilgiyi dağıtıyor ve ne belli başlı karakterlere yakınlaşabiliyoruz ne de onların ilişkilerine nüfuz edebiliyoruz.

Filmin en istikrarlı hattını grafiker Melik’in Kürt militan (?) fiilan’a ilgisi oluşturuyor. Melik ‘Kaybedenler Kulübü’ modunda bir hayat sürüyor, bir arkadaşıyla ‘Bizim Büyük Çaresizliğimiz’ tarzında aynı evi paylaşıyor. Ama film bu kulvarlardan akmıyor. Melik’in ilgisini yoldan geçerken gördüğü ve tav olduğu Kürt kızı çekiyor. Onu tanımaya çalışırken fiilan’ın birlikte yaşadığı eski devrimci/ eski reklamcı/ yeni münzevi şair İsmet’i tanıyor. İsmet’in 12 Eylül’de aldığı yara, abisiyle ilişkisinin kopmasına neden olmuş (ayrıntısı filmde). İsmet bu kopuşların altında ruhsal dengesini yitirmiş, vicdan sorunlarıyla baş edemez olmuş. fiilan İsmet’in şiirlerinde kendini bulmuş ve onunla sevgili olmuş. Ama fiilan’ın da bir abisi var ve fiilan dağa çıkmaya (?) Doğu’ya gidecek.

KUŞAKLAR ARASINDA İLİŞKİ/ÇATIŞMA

Film hem son 30-40 yıllık tarihimize hem de en yakıcı mesele olan Kürt sorununa değinirken asıl meselesini aktaramıyor.  Hangisi filmin asıl meselesi?   Melik’in boşluğu mu? İsmet’in vicdan sorunları mı?  fiilan’ın nasıl olup da İstanbul’u terk edip dağa çıkacak hale gelişi mi? İsmet – fiilan – Melik ilişkisi üzerinden farklı kuşaklar arasındaki ilişki ya da çatışma mı? Devlet terörü mü? Kürt sorunu mu? Tamam hepsi birden de olabilir ama hiçbiri doyurucu olmamış. Yine de filmi saate bakarak izlemedim. Değişik alanlardaki bunca tecrübesine rağmen sanki Rıza Kıraç da ilk filminde çok şey anlatmaya çalışma sendromuna yenik düşmüş…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com