TARİH:  29 Nisan 2017
GAZETE/DERGİ:
Birgün

Mia Hansen-Love’ın son filmi, başrol oyuncusu Isabelle Huppert’in sürüklediği bir orta sınıf entelektüel portresi. Huppert’in Natalie’si, biraz “Elle” filmindeki Michelle’i andıran bir karakter. Pek sevimli biri değil, sert bir profesör. Kocası ve biri erkek diğeri kız iki çocuğuyla yaşıyor. Bir gün kızı, babasına (yani Natalie’nin eşine) ya annemi ya da sevgilini seç diye dayatınca, adam sevgilisini seçiyor. Natalie genç bir öğrencisinde şansını denese de başka bir kuşaktan ve dünyadan olduğunu hatırlamak zorunda kalıyor. Natalie’nin tıpkı Elle’in Michelle’i gibi yaşlandığını kabul etmeyen, sorunlu bir annesi var ayrıca.

Filmin konusunu böylece özetlemek mümkün. Çok heyecanlı değil, görüldüğü gibi. Ama filme kendinizi kaptırırsanız, bu çok da sevimli olmayan, gençlerin politik protestolarına hiç yüz vermeyen, entel-dantel yaşlı ve yalnız kadının dramına ortak oluyor, filmin koyduğu bütün mesafeye rağmen onun için kaygılanabiliyorsunuz. Hansen-Love’ın üslubu kocası Assayas’ın “Direniş Günlerinde Aşk” (Apres Mai) filminde kullandığı üslubu andırıyor. Süslemesiz, dramdan mümkün olduğunca kaçan, olguları arka arkaya dizen bir üslup bu. Her zaman işlemeyebilir ama “Gelecek Günler”de başarıyla işliyor. Kaçırmayın derim ama sorumluluk sizin. Olmadı, Isabelle Huppert’den iyi bir oyunculuk gösterisi daha izlemiş olursunuz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com