TARİH: 17 Eylül 2004
GAZETE/DERGİ: Birgün
KIRMIZI IŞIKLAR
FEUX ROUGES; Yönetmen: Cédric Kahn; Oyuncular: Jean-Pierre Darroussin, Carole Bouquet, Vincent Deniard; Türü: Dram; Ülke: Fransa 2004
Başarılı bir Simenon uyarlaması olan Kırmızı Işıklar, erkeklik durumu üzerine bir film
Fransız yönetmen Cedric Kahn’ın yönettiği “Kırmızı Işıklar” Belçikalı yazar Georges Simenon’un romanından uyarlanmış son derece başarılı bir gerilim filmi. Karakter temelli bu gerilimin başarısında büyük pay ise başrol oyuncusu Jean Pierre Darroussin’e ait. Bunuel’in “Arzunun O Gizemli Nesnesi”nin oyuncusu Carole Bouquet de hâlâ gizemli, hâlâ bir arzu nesnesi.
Kırmızı Işıklar için erkeklik durumu üzerine bir film de denilebilir. Antoine (Darroussin) bir sigorta şirketinde çalışan silik, cazibesiz bir adam; karısı Helene (Bouquet) ise çekici, kendinden emin bir avukat. Antoine, Helene karşısında kendisini belki de hep ezik hissetmiş. Ne ekonomik anlamda ne de fiziksel olarak karısı karşısında bir üstünlük yaşıyor. Ama kadınlardan güzel olmalarının beklenmesi gibi erkeklerden de güçlü olması beklenir. Antoine da bu beklentinin altında eziliyor ve kıskançlığının etkisi ve erkekliğini kanıtlama çabası içinde başını ciddi derde sokuyor.
Çift, çoğu Fransız gibi tatile çıkıyor bir yaz akşamı. Önce çocuklarını tatil kampından alacaklar, sonra Helene’in anne babasının yanında iki hafta dinlenecekler. Ama karı koca arasındaki gerilim daha yola çıkmadan başlıyor. Bekletilmekten yorulan Antoine, gerçek bir erkek gibi duble viskileri yuvarlamaya başlıyor. Bu erkeklik gösterisi, sıkışık trafikte otobanı terk edip, aktığını varsaydığı yan yola saparak, haritaya bakmayı ve eşinin sürmesine izin vermeyi reddederek devam ediyor. Sapağı atlayınca geri dönmemek de Antoine’ın erkeklik gösterisinin bir parçası. Ama tabi bu duruma Helene sonunda itiraz ediyor ve Antoine’ı bir mola sırasında terk ediyor. Antoine önce panik halinde Helene’i arıyor, bulamayınca da içmeye devam ediyor. Yolu hapisten kaçmış bir katille kesişecek ve nihai anlamda erkeklik sınavından geçecektir. Bu arada Helene de erkeğinden daha güçlü olmanın bedelini ödeyecektir.
“Kırmızı Işıklar” acaba bu haliyle tutucu bir şeyler mi söylüyor? Kadınlara çok güçlü olduğunuzu sanmayın derken, erkeklere de potansiyelinizin farkına varın gibisinden. Bunun net bir cevabı yok. Filmin sonu, yaşanan onca acıdan sonra inandırıcı olamayacak kadar hafif. Ama bu muğlak mutlu son, filmin etkisini hafifletse de düşündürücülüğünü azaltmıyor.