TARİH: 10 Mart 2012
GAZETE/DERGİ: Birgün
Bu kadar uzun süre hayatını izlediğimiz Camille unutulmayacak bir karakter olabiliyor mu sorusuna bir kez daha cevap vereyim: Olamıyor… Yine de Hansen-Love’ın yeni filmlerini seyretmek isterim…
Mia Hansen-Love’ın genç ve başarılı bir yönetmen olarak adı bir süredir ortalıkta dolaşıyordu. “Elveda İlk Aşk” Hansen-Love’ın (aslında Love’daki “o”nun ortasından bir çizgi geçiyor) yönettiği ve bizde gösterime giren ilk film. Kestirmeden söylemek gerekirse film fena değil ama pek de iz bırakacak bir derinliğe sahip de değil. Hansen-Love sinemaya ilk olarak Fransız yönetmen Olivier Assayas’ın filmlerinde oyuncu olarak başlamış. Yönetmen , oyuncu ilişkisi olarak başlayan şey evlilikle sonuçlanmış. Film hakkında yazılanlar bu ilişkinin bir izdüşümünün “Elveda İlk Aşk”ta görülebileceği şeklinde. Yani film iddialara göre otobiyografik. Gerçekten de filmin kahramanı olan Camille, öğretmenine aşık oluyor ve onun mesleğini sürdürmeye başlıyor, tıpkı gerçek hayatta yönetmenine aşık olup yönetmenliğe geçen Hansen-Love gibi. Film Sullivan ve Camille adlı henüz 15 yaşlarındaki bir çiftin ilişkisine sokuyor bizi başladığında. Sullivan, Camille’i sevmesine seviyor ama henüz yaşamak istediği başka şeyler var. Okulu terk edip, Güney Amerika’ya gitmek gibi. Sullivan kafasına koyduğunu yapan cinsten bir genç adam. Ne Camille ile annesinin gözyaşlarını ne de babasının itirazlarını dikkate almıyor ve yolculuğuna çıkıyor. Camille uzun bir süre sevgilisini bekliyor, onun yolculuğunu haritadan ve mektuplardan izliyor. Ama beklenen oluyor ve Sullivan’ın mektupları bir noktada kesiliyor. Camille ağır bir depresyona giriyor, intihara kalkıyor. Film yıllarca sonraya sıçrıyor. Bu kez Camille’i mimarlık okurken görüyoruz. Babası yaşındaki öğretmeniyle yavaş yavaş yakınlaşıyor ve nihayetinde birlikte yaşamaya başlıyorlar. Camille nihayet Sullivan’dan kurtuldu sanıyoruz ama Sullivan tekrar filme ve Camille’in hayatına giriyor… Peki bu kadar uzun süre hayatını izlediğimiz Camille unutulmayacak bir karakter olabiliyor mu sorusuna bir anlamda başta cevap vermiştim ama tekrarlayayım: Olamıyor. Sullivan belli ki Camille’in bilinçaltında önemli bir şeylere karşılık geliyor. Bunun babası olması ihtimali yüksek çünkü Camille’in ikinci seçimi tam bir baba figürü olan öğretmeni. Sullivan gençliğine rağmen bir türlü sahip olunamayan ruhuyla belki de öğretmenden daha fazla babaya karşılık geliyor Camille için. Camille’in babasını sadece bir kez gördüğümü hatırlıyorum filmde. O sahnede de Camille’le babası aynı yatakta yatıyorlar! Bu herhalde tesadüfi değildir babayı sadece bu şekilde görmemiz. Fakat bunlar Camille’e dair çok az done veriyor bize. Yine de Hansen-Love’ın yeni filmlerini seyretmek isterim.