TARİH:  16 Mayıs 2009
GAZETE/DERGİ: Birgün

‘Melekler ve Şeytanlar’, dizinin bir önceki filmi ‘Da Vinci Şifresi’ne göre çok daha iyi. Ama bu sadece göreceli bir başarı; ‘Da Vinci’ o kadar kötüydü ki…
Din ve bilim el ele tutuşup, barış içinde birlikte yaşayabilir ve insanlığı ileri taşıyabilir mi? Sonuçta kavga dövüş bir arada yaşıyorlar ama mutlak bir barış imkânsız gibi. Tübitak’taki Darwin sansürü daha yeni yaşandı. ‘Melekler ve Şeytanlar’ dine de bilime de ihtiyacımız olduğunu, birinden biri olmazsa gerçeği bütünlüğüyle kavrayamayacağımızı iddia ediyor. Filmi seyrettikten sonra Vatikan olmazsa dünyanın ne kaybedeceğini anlamak zor gerçi. Bana öyle geliyor ki filmin temel aldığı kitabın yazarı Dan Brown her nabza uygun bir şerbet satmak istediğinden takiye yapıyor. Vatikan’la işbirliği yapmadan zaten bu filmleri gerçekleştirmek zor olurdu.

İLLİMUNATİ’NİN KİLİSEYLE SAVAŞI
Bir zamanlar bilim insanları ve sanatçıların oluşturduğu, bilime inanan ve kiliseyle geçinemeyen İllimunati diye bir cemaat varmış. Ve bir gün Vatikan bu cemaatin ileri gelenlerini katletmiş. O günden beri İllimunati intikam ateşiyle yanıp tutuşurmuş. Film, İllimunati’nin kiliseye açtığı yeni savaşı anlatıyor. Ama tabii ki her şey göründüğünden daha karmaşık çıkıyor. CERN’deki deneylerin tanrıyı tahtından indirme olasılığını aklınızda tutunuz.
‘Melekler ve Şeytanlar’ dizinin bir önceki filmi ‘Da Vinci Şifresi’ne göre çok daha iyi. Ama bu sadece görece bir başarı; ‘Da Vinci’ o kadar kötüydü ki… Ne filmin kahramanları ilginç ve sempatik, ne Vatikan’ın yok olma ihtimali korkutucu ne de ‘Se7ven’ misali ölümlere maruz kalan kardinallerin kaderi üzücü geliyor insana. Filmin merkezindeki komplo inandırıcı olmadığı gibi bunu çözebilecek tek kişinin Amerikalı bir bilim adamı olması da inandırıcı değil. Roma’da turistik bir gezi yapmak isterseniz kenti daha iyi tanıtan filmler vardır muhakkak. Ama ‘Melekler ve Şeytanlar’ da iş görebilir.
Bana öyle geliyor ki dizinin yapımcıları ilk iş olarak Tom Hanks’ten kurtulmalılar. Adam seksi değil işte, olamıyor. Yanına ister Audrey Tautou’yu koyun ister Ayulet Zurer’i durum değişmiyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com