TARİH:  15 Temmuz 2005

GAZETE/DERGİ: Birgün

Teşhir ve tedavi 

Orijinal adı: Textiles, Les Yönetmen: Franck Landron Oyuncular: Barbara Schulz, Alexandre Brasseur, Magali Muxart, Jackie Berroyer Türü: Komedi Ülke: Fransa 

Çıplak Tatil’in büyük bölümü bir çıplaklar kampında geçiyor. Fakat Türkçe’de yerleşmiş olan “çıplaklar kampı” terimi aslında söz konusu mekanları tanımlamakta son derece yetersiz kalıyor. Çünkü kamp deyince biz çadır ya da bungalovlarda kalınan ufak bir mekân düşünüyoruz. Oysa Fransa’daki “çıplaklar kampları”, Louis de Funes’in çıplak güneşlenenleri kovalayan bir jandarmayı canlandırdığı “Le Gendarme de St. Tropez” adlı 1964 tarihli filminden bu yana çok değişmiş, gelişmiş durumda. Bir defa buraları kamp yeri değil. Bir sürü evden, binadan, alışveriş ve eğlence yerlerinden oluşan devasa ve tamamen yasal mekanlar. Yaşlı, genç, evli, bekâr ya da çocuklu büyük bir kitle burada tatillerini geçiriyor. Orada bulunanlardan beklenen tek şey çıplak olmaları; giyinik olmak yasak değil ama hoş karşılanmıyor. Ama her kesin çıplak olduğu bir yerde giyinik olmanın merak duygusunu kışkırttığı da başka bir gerçek. 

Filmin kahramanları, nasıl bir yer olduğunu bilmeden “çıplaklar kampı”ndan bir ev alıyorlar. Bu pek de inandırıcı olmayan işi yapan Olivier (Alexandre Brasseur) ve Sophie (Barbara Schulz) bir fırında çalışıyorlar; iki de küçük çocukları var. Olivier firıncı, karısı ise tezgahtar. Yani dar gelirli ve kendi halinde bir aile söz konusu. Çiftin cinsel yaşamı yok gibi bir şey çünkü Olivier karısının kendini beğendirme çabalarını fark etmiyor bile. Yazlık evlerine Sophie ve çocuklar, önce Olivier’siz gidiyorlar ve çıplaklarla karşılaşınca büyük bir şok yaşıyor ar. Mesele çıplaklıkla da bitmiyor, çünkü kendilerine “doğacı” (natürist) diyen çıplakların yaşadığı, insanın doğayla barışık olduğu eski çağlara uygun bir cinsellikten çok, yabancılaşmış, iletişimsiz modern bireyin doğasına uygun bir cinsellik. Kısacası “çıplaklar kampı”ndakilerin cinsel mönüsünde teşhircilik ve röntgencilik ana seçenek. Bu iki grup birbiriyle uyumlu sembiyotik bir yaşam sürüyor. Teşhirci çiftler alenen sevişiyor, röntgenciler de alenen izliyor. Teşhirci, röntgenciye verdiği zevkten, onun üzerindeki iktidarından zevk alıyor; röntgenci görmemesi gereken bir mahremiyete tanıklık etmekten. Kendi yaşadığından değil, başkasının, iletişim içinde olunmayan yabancıların yaşadığından zevk almak burada söz konusu olan. Ne yazık ki bu karmaşık ilişkinin doğasını ve patolojisini irdelemiyor film. 

Sophie’nin kocası tarafından doyurulmayan cinselliğinin tedavisi olarak teşhirciliği önermekle yetiniyor. Bu öneri evliliğe alternatif olarak değil, evliliği destekleyici, ona heyecan katıcı bir öneri olarak var. Film, aslında bunun da çözüm olmadığına kıdemli teşhirci bir çiftin bunalımını azıcık göstererek değiniyorsa da, derine inmekten kaçınıyor. “Çıplak Tatil” pek bilmediğimiz bir ortamın insanlarına yüzeysel bir bakışı yeterli bularak elindeki fırsatı harcıyor. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com