TARİH: 8 Nisan 2017
GAZETE/DERGİ: Birgün
Bu haftanın konusu kayıplar. David Gray’in ‘Kayıp Şehir Z’si bir yanda, Türk filmleri de kayıp insanlar ve kayıp şarkılardan söz ediyor. 1990’ların Türk rock müziği sahnesi pek de bildiğim bir dünya değil. ‘Blue Blues Band’ adlı ‘cover’ topluluğunun iki üyesi Yavuz Çetin ve Kerim Çaplı’nun hikâyelerini anlatan ‘Blue’ bu dönem hakkında epey bir bilgi sunuyor. Filmde görüşlerine yer verilen Teoman, Aylin Aslım, Melis Danişmend ve Nejat İşler gibi isimler dönemin ruhunu içerden anlatıyorlar.
Ama tabii filmin asıl kahramanları Yavuz Çetin ile Kerim Çaplı. Yavuz Çetin görece daha bilinen bir isim. Yavuz Çetin Blue Blues Band’in ötesine geçmiş, solo albümler de yapmış bir müzisyen. Ona asıl tanınırlığını getiren de bu. Bir de tabii, acı bir şekilde, Boğaz Köprüsü’nden atlayarak hayatına son vermesi. Çetin, iyi bir şarkıcı ama bunun ötesinde ender yetişen gitaristlerden biri. Parçalanmış bir ailenin çocuğu olması, bipolar bozukluğu ve beklediği başarıya ulaşamaması Çetin’i depresyona sürükleyen nedenlerden.
Filmin daha az bilinen kahramanı Kerim Çaplı’nın hikâyesi daha da tuhaf. Çaplı Amerika’da büyüyor. Jimi Hendrix’in dikkatini çekecek kadar iyi bir davulcu oluyor. Monkees grubuyla çalışıyor. Sonra Türkiye’ye dönüyor. Çaplı da, Çetin gibi işlevsiz bir aileden geliyor.
Çaplı, adı gibi dünya çapında bir müzisyen. Her enstrümanı çalabildiği gibi, müthiş şarkı da söylüyor. Psikolojik sorunları aşılamayacak kadar büyük olmasa belki de Prince kadar başarılı olabilecek biri. Ama onla birlikte çalışmak o kadar zor ki… Film, Çaplı’nın bugüne kadar kayıp olan özgün bestelerinin kayıtlarını da dinletiyor. Çaplı, inanılmaz yetenekli biriymiş.
‘Blue’ bize hem bir dönemi hem de bu iki müthiş müzisyeni tanıtıyor ve arşiv materyalin azlığından sık sık aynı fotoğrafları önümüze sürse de sonuna kadar kendini ilgiyle izletiyor. Özellikle müzikseverlerin kaçırmamaması gereken hüzünlü, coşkulu, kısacası etkileyici bir belgesel. Yavuz ve Kerim iyi ki varmışlar, keşke daha az acılı bir hayatları olsaymış, keşke, keşke, keşke…