TARİH:  29 Eylül 2007

GAZETE/DERGİ: Birgün

Öbür Dünya, No: 1408, NY 

Yönetmen: Mikael Håfström Oyuncular: John Cu sack, Samuel L. Jackson, Mary McCormack Türü: Gerilim, Korku Olke: ABD 

Herkesin tanrıya inanmak isteyeceği anlar vardır hayatında ama almayayım deyip salonu terk ediyoruz. Öbür dünya fikrinin, kendini ‘perili’ olarak pazarlayan oteller kadar kötü bir pazarlanması bu film. 

Öbür dünya var yok mu? Ölüm her şeyin sonu mu demek yoksa ruhumuz yasamaya devam ediyor mu? Hayaletler gerçek mi? Bu sorulara materyalist yanıtlar veriyorsanız büyük bir hata işliyorsunuz diyor bize ‘1408’. Hele hele filmin kahramanı Mike Enslin (John Cusack) gibi bir yazarsanız ve hayaletlerin olmadığını kanıtlamak gibi başka insanları da etkileyen bir iş yapıyorsanız, göreceğiniz var. 

Enslin yazarlığa bir baba-oğulun romanını yazarak başlamış. Anladığımız kadarıyla bu roman kendi babasıyla ilişkisini anlatıyor. Bir önemi olduğu hissettirilmesine rağmen Enslin’in babasıyla ilişkisinin önemi filmde anlaşılamıyor. 

Enslin’in başından daha sonra büyük bir trajedi geçiyor. Küçük kızı amansız bir hastalığa 

yakalanıyor. Enslin ve karısı, küçük kızlarını ölümün kötü bir şey olmadığına, öbür dünyada sevdiklerine kavuşacağına inandırıyorlar, çaresizlikleri içinde. Ama kız ölünce Enslin bu davranışından pişman oluyor ve kızlarına hastalıkla mücadele etmeyi öğütlemeleri gerektiğini düşünüyor ve karısıyla ayrılıyor. 

Bu işte bir uğursuzluk var 
Bütün bunlar filmin akışı içinde ortaya çıkan seyler, biz filmi izlemeye başladığımızda Enslin’i yazarlık kariyerinin kızının ölümünden sonraki aşamasında buluyoruz. Enslin artık kendilerini ‘perili’ olarak pazarlayan otellerin ipliğini pazara çıkarmaya adamış bir yazar. Bu otellerde bir gece kalıp, asayişin berkemal olduğunu saptıyor ve yeni hedefine yol alıyor. Ama bir gün bir kartpostal geçiyor eline, üzerinde Dolphin Otel’in 1408 numaralı odasında sakın kalma yazan. 1408, yani 1+4+0+8= 13! Bir uğursuzluk var bu işte. Ama Enslin bu meydan okumaya cevap veriyor ve otele gidivor. Oysa otelin bulunduğu New York kenti, anılarla dolu bir yer. Küçük kızı ve karısıyla burada yaşamış Enslin ve nihayetinde New York’tan kaçmış. Otel yöneticisi (Samuel Jackson) çok direniyor Enslin’i, 1408’de yatırmamak için. Odada kalan kimsenin 1 saatten fazla dayanamadığını, kalanların çoğunun öldüğünü anlatıyor ama Enslin kül yutmaz tavrında ısrar ediyor. Ve odaya yerleşiyor. Sen misin kül yutmaz! Odanın bitmez tükenmez numaraları var ve bunlara dayanmak gerçekten imkânsıza yakın. 

Korkutuyor 

‘1408’ gerçekten insanı korkutan bir film ama bir yere kadar. Fazla uzuyor ve bir süre sonra sıkmaya başlıyor. John Cusack’ın iyi oyunculuğu da olmasa çekilmez hal alabilir. Ve aldığımız ders ne? Tanrıya inanın, öbür dünyaya inanın, hayaletlere inanın, yaşama gücünüzü bundan alacaksınız. 

Herkesin tanrıya, öbür dünyaya inanmak isteyeceği anlar, dönemler vardır hayatında ama teşekkür ederim, almayayım deyip salonu terk ediyoruz. Öbür dünya fikrinin, kendini ‘perili’ olarak pazarlayan oteller kadar kötü bir pazarlanması bu. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com