TARİH:  16 Eylül 2017
GAZETE/DERGİ: Birgün

Her yıl birkaç tane faşist film seyrediyoruz, Hollywood sağ olsun. Bu filmleri yöneten, yazan ve oynayanlara sorsanız hepsi de liberaldir, Trump’tan nefret ediyordur falan filan. Ama söz konusu ekmek parası olunca iş değişiyor herhalde. Bu filmler kimin kafasından çıkıyor, stüdyoların patronları mı dayatıyor anlamak zor.

Suikastçı, dünya meselelerini psikopatlar arası bir savaşa indirgiyor. İyi psikopatlar ve kötü psikopatlar var. İyiler Amerikalı; onların travmaları var, bu travmalar radikal İslam kaynaklı ya da ondan bağımsız. Kötü psikopatlar ise bildiğiniz pis Ortadoğulular işte. Sus payı olarak, onların da Irak’ın işgaliyle travmatize edilmiş olduklarına geçerken şöyle bir değiniliyor ama tabii ki onlarla özdeşleşecek fırsat verilmiyor seyirciye. Onlar kişileşmiyor. Pis psikopatlardan kişileşen yine bir Amerikalı oluyor. Onun da derdi son derece kişisel çıkıyor. Baba bellediği komutanına öfkeli değil miymiş genç adam meğerse!? Sırf bu nedenle nükleer bir bombayla 6. Filoyu yok etmek istemez miymiş? 6. Filo’nun Türkiye’nin anılarında sağlam bir yeri vardır. İnsan genelevlerin boyanmasını, ama nihayetinde Amerikan askerlerinin denize dökülmesini hatırlıyor ister istemez. Kim bilir Türk solcularının ne travmaları vardı da Amerikalı askercikleri kovmak istemişlerdi. Hey gidi günler, hey!

Filmin bir de Türk karakterleri ve güya İstanbul’da geçen sahneleri var ki evlere şenlik. Türkçe olduğu iddia edilen konuşmaların çoğunun altyazısız olması büyük handikap, anlaşılmıyor. İstanbul olduğu iddia edilen yer ise oryantalizmin fantezisindeki İstanbul.

Bu filmleri ithal eden firmalara sesleniyorum: Başka film mi yok yahu? İnsan kendi ayağına kurşun sıkmamalı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com