TARİH: 22 Ekim 2011
GAZETE/DERGİ: Birgün
İlk filmi ile henüz 26 yaşında Altın Palmiye kazanan Steven Soderbergh erken emekliliğe doğru yol alıyor. Salgın da yönetmenin çektiği son filmlerden birisi gibi duruyor.
Steven Soderbergh yaklaşık 22 yıl önce Seks Yalanları’nı (Sex, Lies and Videotape; 1989) çektiğinde dünya sinemasının zirvesine oturmuştu. Daha 26 yaşındaydı (Orson Welles’in Yurttaş Kane’i çektiği yaşı), daha ilk filmiydi ve Cannes’da Altın Palmiye kazanıyordu. İnanılır gibi değildi ve “bağımsız sinema” artık kenarda köşede kalmak çıkıp, sinema salonlarını ele geçirmeye başlayacaktı. Soderbergh bu başarısını sürdüremedi. Aslında hem sanat sineması hem de ticari sinemada at oynatmayı sürdürdü, bazı filmleri gişede çok başarılı da oldu (Ocean’s 11, 12, 13 vb.). Oscar da kazandı Trafik (2000) filmi ile. Erin Brokovich’le de Oscar’a aday oldu. Böylece iki ayrı filmle Oscar’a aday olmak gibi tarihi bir başarısı da var. Ama yine de Soderbergh, yönetmenler panteonunda yaptığı işlerin toplamına bakıldığında “fena değil”in ötesinde bir yer edinmiş değil kanımca. Birkaç film daha çektikten sonra Soderbergh kendisini yönetmenlikten emekli edecek ve resim yapacakmış. Sinema dünyası enteresan ama çok da heyecan verici olmayan bir karakterini kaybedecek.
‘Salgın’ dolayısıyla Soderbergh’den göreceğimiz son birkaç filmden biri. Eh, çok üzülmeye gerek yok doğrusu çünkü ‘Salgın’ şöyle böyle bir film. Adı üstünde, hayvanlardan insanlara geçen öldürücü bir virüs salgınını anlatıyor film. Çok sayıda insan ölüyor. Fırsatçılar, internet üzerinden büyük paralar kazanıyorlar uyduruk ilaçlar satarak. Üçüncü dünya ülkeleri, sıranın sonundan önlere geçmeye çalışıyorlar ölmemek için. Biliminsanları bir yandan çabalarken bir yandan da kendilerini ve ailelerini kurtarmaya çalışıyor. Askerler terörist saldırısı sanıyor olan biteni. Matt Damon, Gwyneth Paltrow, Marion Cotillard, Kate Winslet, Laurence Fishburne ve Jude Law gibi ünlü oyuncular perdeden geçip gidiyorlar ama hiçbirinin canlandırdığı karakter bir iz bırakmıyor. Nedense soğuk ve mesafeli bir film bu. Ne siyasal bir mesajı var net bir şekilde duyulan ve hissedilen, ne de bir insan dramı var seyirciyi etkileyecek olan. Yine de iyi eleştiriler aldı. Belki benim göremediğim bir şey vardır.