TARİH: 7 Mayıs 2016
GAZETE/DERGİ: Birgün
“Yeniden Başla”dan sonra haftanın bir başka kayıpla baş etme ya da sağlıklı bir şekilde baş edememe filmi de “Ölümcül Oyun”.
Kırsal bir bölgede, büyük bir evde ikiz oğlanların kırda birbirleriyle oynamalarıyla başlıyor film. Tam oğlanlardan biri kaybolmuş gibiyken filmin jeneriği perdede görünüyor. Hmm… Derken ikizler bir yerden gelen annelerini karşılıyorlar. Anne büyük bir ameliyattan çıkmış ve yüzü gözü sargı içinde. Ve anne nedense çok öfkeli. Çocukların bildiği anne değil. Yoksa sorguların altındaki kişi çocukların gerçek anneleri değil mi? Kim bu kişi eğer anne değilse? Acaba sorun çocuklarda mı? Haneke’nin “Funny Games”i ya da daha da iyisi “Beyaz Bant”takine benzer tuhaf çocuklarla mı karşı karşıyayız? Öyle ya, bir yerde çocuklardan biri kitap yakmaktan söz ediyor. Nazilere bir gönderme mi var? Ya çocukların bir kedi buldukları kuru kafalarla dolu mahzen ne anlama geliyor? Geçmişin üstü örtülen suçlarından mı söz ediyor film. Galiba etmiyor. Galiba film sadece anlattığı kadarını anlatıyor. Anlattığı ise tuhaf bir gerilim hikâyesi. Bunu da başarılı bir şekilde anlatıyor. Filmin sırlarını açık etmeden daha fazla söz etmek zor. Onun için izleyin, derim.