TARİH:  1 Aralık 2007

GAZETE/DERGİ: Birgün

Aristokrasinin favori sporu 

Film, aşk acısından başka acı tanımayan insanların bir trajediyle başa çıkmalarına yoğunlaşabilseydi ilginç bir yere gidebilirdi. Beklentinizi yüksek tutmazsanız, sonuç olarak Metres fena değil ama galiba bende en az iz bırakacak filmi olacak Breillat’nın. 

Orijinal Adı: Une vieil le maîtresse Yönetmen: Catherine Breillat Oyuncular: Asia Argento, Amira Casar, Fu’ad Ait Aattou Türü: Dram Ülke: Fransa 

Breillat’nın, beğenmeyeni daha çoktur sanırım. Ben beğenenlerdenim. Hep bir düşündürme çabası vardır filmlerinde; cesurdur, bir porno yıldızını başrolde oynatacak kadar cesur. Metres galiba bende en az iz bırakacak filmi olacak Breillat’nın fakat. 

Birincisi, hikâye o kadar kışkırtıcı, değişik falan değil. İkincisi oyuncular rollerine olmamış. Filmin başında “Tehlikeli İlişkiler’in yazarı Choderlos de Laclos’un çağında olduğumuz belirtiliyor. Zaman itibariyle olmasa da ruh itibariyle en azından çünkü zamanda bir 50 yıl ilerideyiz. Film 1835’te geçiyor, ünlü roman 1782’de basılmış. 

İş nedir bilmeyen, rantiye aristokratların dünyasındayız. Aristokratların tek derdi çapkınlık yapmak, başkalarının karılarını, kocalarını ayartmak, bu ilişkilerle hemhal olmak. Eğer yaşlanmışlarsa bu sefer başkalarının ilişkilerine bir şekilde müdahil olarak en sevdikleri sporu yapmaya devam ediyorlar. 

Gündemi belirleyen kadın 

Bu cinsel ve romantik ilişkiler dünyasında müthiş bir rekabet yaşanmakta. Genç çapkın Ryno de Marigny (Fuad Ait Aatou) için de kadınlar fethedilecek birer kaleden ibaret. Sorun şu ki fetihten sonra kalenin hiçbir ilginçliği kalmıyor. Ama başta yaşlı bulup küçümsediği Vellini’yi (Asia Argento) tavlamak güçleştikçe, cazipleşiyor Ryno için. Vellini ise yaşlı biriyle evlenmiş oportünist ama tutkulu bir İspanyol kadın. Bu ikili sonunda bir araya geliyor hatta çocukları oluyor ama çocuk bir akrep sokması sonucunda ölüyor. Bu onların ilişkisinde bir dönüm noktası oluyor ama film bunu yeterince açamıyor. Oysa filmde ilişkinin dramatik bir değişime uğradığını görüyoruz. Yaşadıkları travma, hem onları birbirine bağlıyor hem de birbirlerinden nefret etmelerine neden oluyor. Tam bir “ne senle, ne sensiz” durumu yaşanmaya başlıyor. Film, aşk acısından başka acı tanımayan bu insanların somut bir trajediyle başa çıkmalarına yoğunlaşabilseydi ilginç bir yere gidebilirdi. 

Ama başka bir mesele, bir tür vamp (Ryno’nun kanını gerçekten de emiyor) olan Vellini’nin, Ryno’yu başka bir kadına kaptırıp kaptırmayacağı filmin gündemini belirliyor. Asia Argento’yu bir türlü, 19. yüzyıldan bir figür olarak görmek mümkün olmuyor. Günümüzden o tarihe ışınlanmış ve üstüne o dönemin kıyafetleri giydirilmiş biri, hatta kendisi, yani Asia Argento gibi duruyor. Kocaman dudaklarıyla şahane bir güzelliği/yakışıklılığı olan Fuad Ait Aatou ise iyi oynamakla birlikte çok genç duruyor. 10 yıl süresince değişmiyor. Beklentinizi yüksek tutmazsanız, sonuç olarak Metres fena değil. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com