TARİH:  2008
GAZETE/DERGİ: Birgün

Geçtiğimiz haftalarda ‘Apocalypse, Now-Redux’ adlı başyapıtını seyrettiğimiz Coppola’nın son filmi ‘Geç Gelen Gençlik’ tabiri caizse bir kıçyapıt. Antalya Film Festivali’nde filmi seyrettiğimden bu yana yaklaşık bir yıl geçti. Ama bu yazıyı, filmden çıktıktan hemen sonra yazıyor olsaydım da durum pek farklı olmayacaktı. Bu saçmalık için o sırada da söyleyecek fazla bir lafım yoktu, şimdi de yok. Nasıl olsun ki? Filmde havada uçuşan fikirlerden, kavramlardan geçilmiyor ama ortada takip edilebilecek ne bir öykü ne de anlaşılabilecek bir karakter var. Evet gençlik, ölümsüzlük, kimlik, iyilik, kötülük, dil ve düşünce üzerine muğlak düşünceler var filmde ama bir şey anlayan beri gelsin. Filmin kahramanına, ölmeyi hayal ederken şimşek çarpıyor. Yaşlı adam öleceğine, gençleşiyor bu elektrik yükünü aldıktan sonra. Dişleri tazeleniyor, saçları çıkıyor. Kaçırdığı aşk fırsatını da yeniden yakalıyor çünkü aşkı da aynı süreçten geçmiş, yani şimşek çarpmış ona da. Bu arada kötü bir ikizi de oluşuyor adamın. Naziler filan devreye giriyor bir ara. Adam bir yandan Nazilerden kaçarken bir yandan da dilin kökenin keşfetmeye çalışıyor, sürekli zamanda geriye giden sevgilisi aracılığıyla. Gerisini hatırlamıyorum ve hatırlamak da istemiyorum. Filmin kahramanını onayan Tim Roth da gayet kötü bir oyun veriyor. Ah Coppola, ne güzel abimizdin sen!

 

Geç Gelen Gençlik, Orijinal Adı: Youth Without YouthYönetmen: Francis Ford Coppola Oyuncular: Tim Roth, Alexandra Maria Lara, Bruno Ganz, André Hennicke Türü : Drama, Gerilim, Drama Yapım Yılı: 2007 Süre: 125 Dk.

 

***

Süründüren cazibe

Haftanın iddialı ve ama kof 2. filmi ‘Dağların Hakimi’. Bu İspanyol yapımı filmin başlangıcı ümit vaadediyor. Ama sadece başlangıcı. Genç ve yakışıklı bir adam bir benzin istasyonunda hırsızlık yapan bir kız görüyor. Kadınlar tuvaletine giriyor ve kızla paylaşacak yeni sırlar yaşamanın ortamını yaratıyor. Amacına da ulaşıyor, ikili orada sevişiyorlar. Fakat adam, kız ayrıldıktan sonra cüzdanının kayıp olduğunu fark ediyor. Kızın arabasını takip ediyor. Kız bir yan yola sapıyor. Ve yoldan ayrılanların başına onlarca filmde ne geldiyse onların da başına gelmeye başlıyor. Gaipten kurşunlar yağıyor önce. Sonra köpekli bir adam çıkagelip adamı bacağından vuruyor. Adamla kız sonra buluşuyorlar ve kimliği belirsiz saldırganlardan kaçmaya başlıyorlar. Polislere rastlıyorlar ama polisler de aynı şiddetten nasiplerini alıyorlar. Filmde bacağından yaralananların tazı gibi koşabildiğine, omzundan yaralananların maymun gibi ağaçlara tırmanabildiklerine filan şahit olduktan sonra, video oyunların ya da her neyinse küçük dimağlar için zararlı olduğu gerçeğiyle yüz yüze geliyoruz. Ya da başka bir şeyle. Her ne ise film kandırmacadan başka bir şey değil. Bu filmden alınacak tek ders şu olabilir: Benzin istasyonlarında tanımadığınız insanlarla sevişirken cüzdanınıza sahip çıkın! Ben artık öyle yapacağım. Sevişmekten vazgeçecek değilim ya!

 

Dağların Hakimi, Orijinal Adı: King of The Hill Yönetmen: Gonzalo López – Gallego Oyuncular: Leonardo Sbaraglia, María Valverde, Thomas Riordan, Andrés Juste, Pablo Menasanch Türü: Gerilim-Korku Yapım Yılı: 2007 Süre: 90 Dk.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com