TARİH:  27 Aralık 2014
GAZETE/DERGİ: Birgün

Umutsuzca umutlu
Dardenne Kardeşler tıpkı Ken Loach gibi sinemanın toplumsal vicdanı olmayı sürdürüyorlar. Bu iki yönetmen her zaman ezilenlerin yanında ve onların hikâyelerini anlatarak, yaşadığımız kapitalizm cehennemine karşı mücadeleyi sürdürüyor. Umutsuzlar aslında ama umudu yine de elden bırakmıyorlar.

‘İki Gün ve Bir Gece’ (2G1G) basit bir konuyu işliyor. Depresyon nedeniyle işinden epeyce uzak kalmış olan Sandra’nın (Marion Cotillard) kaderi hakkında patronu işyerinde bir oylama yaptırıyor. Ya Sandra işine devam edecek ve işçiler prim alamayacaklar ya da patron Sandra’yı işten çıkaracak ve geride kalanlar biner avro prim alacaklar. Oylamada işçilerin ezici çoğunluğu biner avro prim almayı seçmiş ve işten çıkarılacağı Sandra’ya bildirilmiştir. Film bu noktadan sonra başlıyor.

İnsan kalmak
Ama işyerinden bir arkadaşının ve kocasının ısrarıyla Sandra, patronunu yeni bir oylama yaptırmaya ikna eder. Ve Sandra kendisine her açıdan çok zor gelen bir misyona soyunur. İş arkadaşlarını tek tek dolaşacak ve onları biner avrodan vazgeçirip, kendisinin işte kalması yönünde oy kullanmaya ikna etmeye çalışacaktır.
Bu süreçte Sandra her tip sorunla ve karakterle karşılaşacak, bazen heyecanlanıp, bazen depresyona düşecektir. Bin avro her çalışan için önemlidir. Sendika falan söz konusu değildir. Her koyun kendi bacağından asılacak duruma getirilmiştir. Kapitalist sınıf, işçi sınıfı karşısında zafer kazanmıştır. Ama yine de mücadele etmek gerekir. İnsan kalmak için bile bu asgari koşuldur.
2G1G, Dardenne’lerin en iyilerinden değil. Sandra’nın kocasıyla ilişkisinin iniş çıkışsızlığı, karşılaşmaların her birinin değişik olmakla birlikte yine de benzerliği filmi zayıflatıyor. Fakat film yine de kaçırılmaması gereken filmlerden. Cotillard özellikle çok iyi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2020 -CuneytCebenoyan.com