GAZETE/DERGİ: Birgün
Görünmez Polis, Nidal adlı Filistinli bir Arap polisin hayatına odaklanıyor. Polis deyince bir otorite figürü anlıyoruz. Polis başkalarının can ve mal güvenliğini korumaktan sorumludur. Birisi evinizin güvenliğini tehdit ederse aklınıza ilk gelecek kişi polistir. Ama söz konusu olan Filistinde bir Arap polis olunca işler çok farklı oluyor. Polis Nidal, El-Halil (Hebron) kentinde yaşıyor. El-Halil (Hebron) Oslo anlaşmasına göre Arap ve Yahudi bölgeleri olarak ikiye ayrılmış. Ama El-Cüneydi sohbetimizde bu durumun fiilen geçerliliğini kaybettiğini, Yahudi yerleşimlerinin şehrin hemen hemen her yerine yayıldığını söyledi. Nidal, son kalan Arap yerleşimlerinden birinde Yahudi yerleşimcilere komşu olarak yaşıyor. Bu hayatının tehdit altında olduğu anlamına geliyor. Arapları bölgeden kaçırmak isteyen Yahudi yerleşimciler ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Nidal’in evi yakılıyor. Nidal’in evine gaz bombası atılıyor. Nidal’in iki çocuğu bu saldırıların doğrudan ve dolaylı etkilerinden ölüyorlar. Nidal’in çok çocuğu var, film çekilirken karısı onuncu çocuklarına gebeymiş. Filistin’de genç olmak demek, sorunlardan en çok etkilenmek demek. Nidal’in ölen çocuklarının dışında psikolojik bozukluk yaşayan çocukları da var. Erkek çocuklardan birisi, küçükken ne zaman farklı dilde konuşan birisini duysa, İsrail askerleriyle karşılaştığı korkusuyla paniğe kapılıp, başını duvarlara vurmaya başlıyormuş. Psikolojik tedavi sayesinde iyileşmiş ve beyin kanamasından ölmekten kurtulmuş neyse ki. Nidal’in küçük bir kızı ise konuşmayı reddediyor. Elliye yakın İsrail polisi evlerini basıp 13 yaşındaki ablasını tutukladıktan sonra, konuşmaktan vazgeçmiş küçük kız. Filmin çekildiği dönemde Nidal’in bir oğlu da polise taş atmaktan dolayı hapisteydi. Neyse ki, tazminatı ödendi ve çıktı.
HER YERDE OTORİTE SİMGESİ SİLAHLAR
İşte böylesine garip, paradoksal bir durum Nidal ve ailesinin yaşadıkları. Nidal bir yandan düzen ve intizam sağlamaya çalışıyor, bir yanda da düzen onun ve ailesinin hayatını cehenneme çeviriyor. Nidal bir yandan suçluları hapse atıyor, diğer yandan “taş atan” oğlunu hapisten kurtarmaya çalışıyor. Nidal’in polisliği zaten belirli bölgeler dışında geçmiyor. Yahudi yerleşim alanlarına girdiğinde apoletlerini, polis olduğunu gösteren bütün işaretleri sökmek zorunda. Tabii ki tersi geçerli değil, İsrail polis ve askeri her yerde egemen ve her yerde otorite simgeleriyle ve silahlarıyla dolaşabiliyorlar.
Nidal, sadece zor koşullar altında ailesini korumak için mücadele etmiyor, Arapların mevzi kaybetmemesi için de çok özverili bir mücadele sürdürüyor. İsrailli Yahudi yerleşimciler Nidal’i zorla evinden uzaklaştıramayınca, dayanılması zor parasal tekliflerde bulunuyorlar. Nidal, bir türlü kontağı basmayan arabasıyla ve bütün yoksulluğuyla direniyor. Eğer evimi terk edersem, gelecek kuşaklara nasıl hesap veririm diye düşünüyor. Nidal, polis deyince aklımıza gelen şeyin neredeyse tam tersi. Zaten filmin adı da onun bu güçlü/ güçsüz halini anlatıyor. O bir “Görünmez Polis”. Hem var, hem de yok. Hem bir düzen adamı, hem de bir direnişçi.
El-Cüneydi (Al-Juneidi) Filistin halkının dramını anlatan etkileyici belgeseller zincirine çok başarılı bir halka eklemiş “Görünmez Polis”le.