TARİH: 20 Aralık 2014
GAZETE/DERGİ: Birgün
Kahramanlık hikâyeleri temelde doğru şeyler söyler. Kötülere karşı savaşacaksın! Ama en önemlisi kendin de bir kötüye dönüşmeyeceksin! Bencilliğini, açgözlülüğünü, intikamcılığını dizginleyeceksin. (İntikamcılık konusunda aslında mesajlar genellikle karışıktır. Kötüye gösterilen hoşgörü genellikle daha fazla kötülükle ödüllendirilir.) Yani aslında dışındaki kötülükle mücadele derken asıl zaferi kendi benliğine karşı kazanırsın, asıl yolculuk içte yapılan yolculuktur. Hobbit filmleri de özünde bunları söylüyor. İyi, güzel.
Ama kardeşim bunları 2, bilemedin 3 saatlik bir filmde anlatırsın. Her biri 2,5 saatlik 3 film yapmanın tek anlamı var: Yaptığın filmlerin mesajını kendin almamışsın! Peter Jackson’ın gözünü hırs ve para bürüdüğü için Hobbit’i sündürdü de sündürdü, uzattı da uzattı. Jackson, ejderha Smaug’un ta kendisine dönüştüğünün farkında mı acaba?
Hobbit ve dolayısıyla Yüzüklerin Efendisi’nin Türkleri ilgilendiren bir yanı da var. Ork sözcüğü belli ki Türklerden, Orkların sonu “abad”la biten kent isimleri de belli ki Aşkabad gibi Türkmen kentlerinden esinlenmiş. Tamam Batı ırkçı da, ecdadımız da kendisini nasıl bu kadar korkunç tanıtmış oturup düşünmekte fayda var. Ecdadımız ecdadımız diye böbürlenip duranlar buna da bir cevap verse…