TARİH: 14 Ocak 2012
GAZETE/DERGİ: Birgün
Bakkalın kızı!
İşte filmde ne kapitalist sınıf ne de kapitalizmin yardakçısı akademi dünyası var. Sanki Thatcher bakkal babasının doktrinleriyle dünyayı yönetmeye kalkan ve başaran bir kasaba kızı gibi çizilmiş. Hadi oradan! Ya bu filmi yapanlar salak ya da bizi salak sanıyorlar!
Demir Leydi çok ama çok kötü bir film. Gerçekten sinir bozucu derecede aptalca bir bakışın ürünü. Thatcher bilindiği gibi sosyal devletin azılı bir düşmanıydı. Bugün dünyanın içinde bulunduğu korkunç durumdan sorumlu politikacıların başında gelmese de, Reagan’ın ardından ikinci sırada yer alır. Güney Afrika’daki ırkçı apartheid sisteminin ve Şili’nin kanlı diktatörü Pinochet’in destekçisiydi. Kendisi de elini kana bulamıştır Arjantin’le savaşta. Savaş meydanını terk eden Arjantin gemilerini bombalatmıştır. Arjantin’in faşist cuntasından hiç de daha haklı ve ahlaklı değildir, Thatcher’ın temsil ettiği rejim.
Thatcher elbette tek başına değildi. Thatcher kapitalist sınıfı temsil ediyordu. Onu iktidara o sınıf getirdi. Thatcher’ın arkasında büyük bir entelektüel destek de vardı. Chicago Üniversitesi’nin meşhur hocası Milton Friedman’ın neo-liberal doktrinleri unutulmadı daha. Nasıl unutulsun ki, aşağılık ekonomi bilimi entelijensiyası Friedman’a Nobel ödülü vermişti. Türkiye’de de bu sahte bilimi öğretir ekonomi bölümleri. Başta, benim de vaktimi ziyan eden Boğaziçi Üniversitesi* olmak üzere!
İşte filmde ne kapitalist sınıf ne de kapitalizmin yardakçısı akademi dünyası var. Sanki Thatcher bakkal babasının doktrinleriyle dünyayı yönetmeye kalkan ve başaran bir kasaba kızı gibi çizilmiş. Hadi oradan! Ya bu filmi yapanlar salak ya da bizi salak sanıyorlar!
*(Tamamen kişisel bir not ama yazmasam içimde kalacaktı: BÜ’de tez aşamasındayken yani bütün derslerimi tamamlamışken master’ı bırakmıştım. Bu yıl tez yazmak için aftan yararlanmak istediğimde önüme dağ gibi bir engel çıkardı bölüm. Bütün o iğrenç matematiksel dersleri yeniden almam gerekiyormuş! Ölürüm de o dersleri bir daha almam! Üstelik bunu 200 TL’mi aldıkları İngilizce muafiyet sınavından sonra söylüyorlar! Oysa benim aklımda neo-liberalizmin sinema dünyasını nasıl etkilediğine yönelik bir tez yazmak vardı… BÜ Ekonomi’de böyle şeylere yer yokmuş! Yine de hakkını teslim edelim: BÜ, hem öğrencisi hem öğretim üyeleriyle başı en dik duran üniversite olmaya devam ediyor. Sinemaya katkısı da müthiş! Bunlarla da gurur duyuyorum.)