TARİHİMİZİ BİLELİM Mİ?
Tarih: Ağustos 2006
Gazete/Dergi: Torlak, Karaburun
Bir zamanlar koca burunlu kapkara bir zenci varmış. Zanzibar Adası’ndan getirildikleri için kara derililere Zencidenirmiş. Çünkü adanın bir adı da zenci imiş. O da İzmir’in ucundaki bu bölgeye zenciden gelmişmiş. Bu koca burunlu kapkara derili köle, yörenin beyinin kızına aşık olmuş. Bir fırsatını bulup kıza açılmış. Kız kahkahalarla gülmüş ”Sen kendini ne sanıyorsun koca burunlu, kara adam” demiş. Adamımız üzüm üzüm üzülmüş. Üzüntüsünden 10 Salkım ”enfes” üzümü yemiş. Mevsimlerden yazmış. Kara derili ”enfes” üzümlerinin bağbozumu mevsimiymiş ve akşama şenlik varmış. Şenliğe taa başkentten ”Baba Zula” diye bir grup gelmiş. Bizim koca burunlu kara adam, Baba Zula’yı dinleyince kendinden geçmiş, fırlamış sahneye. Koca burnuyla kah davul çalmış, kah zurna üflemiş, kah elektro sazın tellerini titretmiş. Bey’in kızı bu performans karşısında erimiş, koca burunlu, koca adama ”Artık seninim, al beni koca kara burunlum” demiş. Koca kara burunlu adam ise acı acı gülümsemiş ve o gece tanıştığı Torlak Kemal’le doğan güneşe doğru atını sürmüş. Beyin kızı günlerce ”koca kara burunlu adamım” diye ağlamış. Yörenin adı, koca kara burunlu adam olmuş. Gel zaman git zaman ”Karaburun” olarak kısalmış ve bugünlere gelmişiz. Burunla enstrüman çalmak da gelenekselleşmiş ve 20. yüzyılda Rıza Silahlıpoda gibi isimler ülke çapında sansasyon yaratmışlar…