TARİH: 29 Ekim 2011
GAZETE/DERGİ: Birgün
ANADOLU KARTALLARI
Menderes döneminde “küçük Amerika” olma hedefimizi saptamışız. Elli sene sonra bu hedefimize artık ulaşmış bulunduğumuzu, kederle söylemek durumundayız galiba. Ama ortada büyük Amerika’nın küçük versiyonu olmaktan çok, çakma Amerika olmak durumu var gibi. Zaten başka ne olabilirdi ki?
Politika cephesinde Amerika’yla stratejik ortaklıktan, model ülkeye evrilirken, sinemada da bunun yansımaları olacaktı elbette. Bu hafta gösterime giren filmlerimizden biri çakma ‘Se7en’ rolünü yaparken, polisi sevdiriyor, diğeri ise çakma ‘Top Gun’ rolünü üstlenip askeri sevdirme rolüne soyunuyor. Devletin tahakküm araçları, devletin ideolojik aygıtlarınca besleniyor. Her şey normal, biralar sıcak.
Anadolu Kartalları ancak savaşa hazırlanan bir ülkede askere gönüllü kazandırmak için çekilebilecek türde, tatsız tutsuz bir propaganda filmi. Behzat Ç.’yle bu filmi karşılaştırmak, aynı yazıda ele almak pek doğru değil. Behzat Ç. sonuçta özgün karakterler yaratmak için çaba harcıyor. Kartallar’da ise Barbie bebeklerin Ken’i ya da G.I Joe tarzı oyuncakların canlıları var sanki. Berbat ötesi bir film Anadolu Kartalları. İnanmazsanız gidin seyredin!