TARİH: 7 Haziran 2014
GAZETE/DERGİ: Birgün
Yüksek Risk’in orijinal adı olan “Starred Up” terimi şiddet eğilimi nedeniyle erken yaşta daha büyüklerin yanına gönderilen genç suçlular için kullanılıyormuş. Filmimizin esas kahramanı Eric (Jack O’Connell) kendinden büyüklerin arasına gönderilen genç bir mahkûm. Eric, tam bir vahşi. Ormana bırakılsa hayatta kalmayı becerir. Zaten hapishanede de ormandaki vahşi bir hayvan gibi kendisini koruyor. Dişiyle, tırnağıyla, nesi varsa onunla. Her an saldırılmaya hazır, her an tetikte. Tabii bu hali, bazen yanlışlıkla iyi niyetli insanlara saldırmasına da neden oluyor. Filmin en etkileyici bölümü Eric’i tanıdığımız ve yabaniliğine tanık olduğumuz başlangıç bölümü. Daha sonra film anlattığı şeylerin içini doldurmakta zorluk çekiyor. Eric, içerde başka bir mahkûm olan babasıyla karşılaşıyor. Baba-oğul arasında gergin bir ilişki var. Baba, otoritesini sağlamaya çalışırken, Eric’i küçük düşürüyor. Bu arada içerde bir ruh doktoru var. Sistemin yok etmeye çalıştığı mahkûmlarda insani olanı ortaya çıkarmaya, onlara öfkelerini kontrol etmeyi öğretmeye çalışan bir ruh doktoru. Doktorun kendisi de sorunlu bir geçmişe sahip olduğu için mahkûmlarla kolay empati kurabiliyor. İşte bu ahval ve şerait içinde baba, oğul ve kutsal ruh doktoru hayatta kalmaya ve birbirleriyle geçinmeye çalışıyorlar. Filmin senaristi Jonathan Asser yıllarca hapishanelerde psikiyatrlık yapmış ve içeriyi biliyor, bu da filme inandırıcılık kazandırıyor. Eric’in babası rolünde Ben Mendelsson da çok iyi. Haftanın seyredilebilir filmlerinden.